Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2013/26673 E. 2014/4166 K. 19.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/26673
KARAR NO : 2014/4166
KARAR TARİHİ : 19.02.2014

Tebliğname no : 12 – 2012/317392
Mahkemesi : Erzincan Ağır Ceza Mahkemesi
Tarihi : 27/09/2012
Numarası : 2012/44 – 2012/85
Dava : 466 sayılı Kanuna göre tazminat talebi

Davacının maddi tazminat talebinin reddi ile manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan incelemeye, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, davacı vekili ile davalı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Tutuklandığı tarihte öğrenci olan davacının maddi kaybı ile ilgili itibar edilecek belge ibraz edilmesi halinde bu husus nazara alınarak maddi zararının belirlenmesi, belge ibraz edememesi halinde de tazminat istemine konu işlem tarihindeki yaş durumu dikkate alınarak, bu yaş grubu için belirlenen net asgari ücret üzerinden hesaplanacak miktar ile davacının beraat ettiği davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinin belirlenmesi halinde talep bulunması nedeniyle, beraat kararının verildiği tarihte geçerli Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi üzerinden hesaplanan miktarın da maddi tazminat miktarına dahil edilmesi gerektiği gözetilmeksizin, maddi tazminata ilişkin talebin reddine karar verilmesi,
2-Manevi tazminat miktarı belirlenirken objektif bir kriter olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre, tutuklama tarihi ile tazminat davasının kesinleştiği tarihe kadar ele geçecek parasal değer ve benzeri hususlar da gözetilmek suretiyle hakkaniyet ölçüsünü aşmayacak bir şekilde, hak ve nasafet kurallarına uygun makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken hükmedilen miktarın bu ölçütlere uymayıp fazla tayini,
3-Dava dilekçesinde gözaltı tarihinden itibaren faize hükmedilmesinin talep edilmesine rağmen hükmedilen manevi tazminata dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi,
Kanuna aykırı olup, davacı vekili ile davalı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen
uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 19.02.2014 tarihinde (2) nolu neden yönünden oyçokluğuyla diğer nedenlerde oybirliğile karar verildi.

KARŞI OY :

Kişi özgürlüğü en temel insan hakkı olup, gerek uluslararası belgelerde gerekse ulusal düzenlemelerde en üst düzeyde koruma ve güvence altına alınmıştır. Devlet de yasal çerçevede başvurduğu bir takım koruma tedbirlerinden kaynaklanan zararları ödeme taahhüdü altına girmiştir. Bu zararları giderme yönteminden biri de uğranılan zararların ödenmesidir. Ancak bu zararın miktarı belirlenirken, özgürlüğe parasal bir değer biçilmesi mümkün olmadığından klasik tazminat davası mantığıyla konuya yaklaşılamaz.
Açıkladığım nedenlerle, öğrenci olup 8 gün gözaltında tutulan ve bilahare beraat kararı verilen davacı hakkında hükmedilen 1.000 TL manevi tazminat fazla olarak kabul edilemeyeceğinden, 2 nolu bozma düşüncesine katılmamaktayım.