Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2013/26654 E. 2014/15414 K. 23.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/26654
KARAR NO : 2014/15414
KARAR TARİHİ : 23.06.2014

Tebliğname No : 12 – 2012/293151
Mahkemesi : Doğanhisar Asliye Ceza Mahkemesi
Tarihi : 16.10.2012
Numarası : 2011/78-2012/97
Suç : Kişisel verilerin kaydedilmesi

Kişisel verilerin kaydedilmesi suçundan suça sürüklenen çocuğun mahkumiyetine ilişkin hüküm, müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
14.04.1995 doğumlu suça sürüklenen çocuğun yaşı itibari ile gizli yapılması gereken, savunmasının alındığı Bor Asliye Ceza Mahkemesi’nin 13.07.2012 tarihli duruşması ile, iş bu dosyanın 30.05.2012, 04.07.2012, 26.09.2012 ve 16.10.2012 tarihli duruşmalarının, açık yapılmış olması telafisi mümkün bulunmadığından, bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, suça sürüklenen çocuk müdafinin, eksik incelemeye ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- TCK’nın 135. maddesinin 1. fıkrasındaki “Kişisel Verilerin Kaydedilmesi” suçunun maddi unsurunun, hukuka aykırı olarak başkasına ait kişisel verileri kaydetmek olup, başkasına ait kişisel verilerin hukuka aykırı olarak bir başkasına vermek veya yaymak veya ele geçirmek biçimindeki seçimlik hareketlerden birisinin işlenmesiyle gerçekleştirilecek eylemin TCK’nın 136. maddesinin 1. fıkrasında “Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme Veya Ele geçirme” başlığı altında bağımsız suç olarak tanımlandığı, somut olayda; sanığın, eski okul arkadaşı olan mağdurun, ad ve soyadı ve fotoğrafı ile internette facebook sosyal paylaşım sitesinde mağdur adına herkese açık sahte üye profili oluşturarak, profil sayfasında mağdurun telefon numarasını yayımlaması biçimindeki eyleminin, TCK’nın 136/1. maddesine uyan, verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suçun nitelendirilmesinde yanılgıya düşülerek, olayda uygulama yeri bulunmayan aynı Kanunun 135/1. maddesi uyarınca hüküm kurulması,
2- 19.03.2011 olan suç tarihinin gerekçeli karar başlığına 23.04.2011 olarak yanlış yazılması,
Kabul ve uygulamaya göre;
3- Suça sürüklenen çocuk hakkında tayin olunan hapis cezasından yaş küçüklüğü nedeniyle indirim yapıldığı, belirlenen hapis cezasının adli para cezasına çevrildiği, adli para cezasının bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktarın belirlendiği ve hükmolunan adli para cezasının taksitlendirildiği aşamalarda, uygulamaya yasal dayanak oluşturan kanun maddelerinin gösterilmemesi suretiyle CMK’nın 232/6. maddelerine aykırı davranılması,
4- 5275 sayılı Kanunun 106/4 maddesi gereğince, suç tarihinde 18 yaşından küçük olan suça sürüklenen çocuk hakkında hükmedilen adli para cezasının ödenmemesi halinde, bu cezanın hapse çevrilemeyeceğinin gözetilmemesi,
Kabule ve (1) nolu bozma nedenine göre de;
5- Hükümden önce 02.07.2012 tarihinde kabul edilip, 28344 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak ve 05.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Ve Basın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava Ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanunun Geçici 1. maddesi ile, “31/12/2011 tarihine kadar, basın ve yayın yoluyla ya da sair düşünce ve kanaat açıklama yöntemleriyle işlenmiş olup; temel şekli itibarıyla adlî para cezasını ya da üst sınırı beş yıldan fazla olmayan hapis cezasını gerektiren suçlar bakımından “kovuşturmanın ertelenmesi” kurumunun düzenlenmesi karşısında, TCK’nın 7/2 maddesi de gözetilerek, suça sürüklenen çocuğun hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, suça sürüklenen çocuk müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, aynı Kanunun 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı yönünden suça sürüklenen çocuğun kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 23.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.