Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2013/26532 E. 2014/21888 K. 05.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/26532
KARAR NO : 2014/21888
KARAR TARİHİ : 05.11.2014

Tebliğname no : 12 – 2012/296826
Mahkemesi : Selçuk Asliye Ceza Mahkemesi
Tarihi : 15/10/2012
Numarası : 2012/296 – 2012/415
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık

2863 sayılı Kanun’a aykırılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, katılan vekili ve mahalli Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre katılan vekili ve mahalli Cumhuriyet savcısının yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
2863 sayılı Kanun’un, 11/10/2013 tarih, 28792 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6498 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik öncesi yürürlükte bulunan tespit ve tescil başlıklı 7. maddesinde korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının ve doğal sit alanlarının tespitinin K.. B..’nın koordinatörlüğünde yapılacağı ve bu tespitlerin koruma bölge kurulu kararı ile tescil edileceği, tescil kararlarının ilanı, tebliği ve tapu kütüğüne işlenmesi ile ilgili hususların yönetmelikle düzenleneceğinin öngörüldüğü, bu amaçla çıkarılan Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlıklarının ve Sitlerin Tespit ve Tescili Hakkında Yönetmelik ile sit kararlarının ilan şeklinin kaleme alındığı, 6498 sayılı Kanun’un 1. maddesi ile 2863 sayılı Kanun’un 7. maddesinde yapılan değişiklik ile sit alanlarının, tabiat varlıklarının ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazların tescil kararlarının, Resmi Gazete’de yayımlanacağı ve Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulacağı hükmünün getirildiği, ayrıca anılan Kanun’un 3. maddesi ile 2863 sayılı Kanun’un 65. maddesinde “Tescil edilen sit alanları ve korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarının bu kanuna göre tebliğ veya ilan edilmiş olmasına rağmen yıkılmasına, bozulmasına, tahribine, yok olmasına veya her ne suretle olursa olsun zarar görmesine kasten sebebiyet verenler ile koruma bölge kurullarından izin alınmaksızın inşaî ve fiziki müdahale yapanlar veya yaptıranların, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezasıyla cezalandırılacağının öngörüldüğü, gerek 2863 sayılı Kanun’un 6498 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik öncesi yürürlükte bulunan 7. maddesi ile anılan madde gereğince çıkarılan Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlıklarının ve Sitlerin Tespit ve Tescili Hakkında Yönetmelik hükümlerinin, gerekse 6498 sayılı Kanun’un 1. maddesi ile öngörülen tescil kararlarının, Resmî Gazete’de yayımlanma ve Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulma zorunluluğunun amacının, ilgili kurul kararlarından muhataplarını haberdar etmek olduğu,
Bu açıklamalar ışığında somut olay ele alındığında, İzmir 1 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 04/04/1991 gün 2809 sayı ve İzmir 2 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 03/01/2003 gün 11242 sayılı kararları ile tescil edilen Efes Antik Kenti 1. derece arkeolojik sit alanı sınırlarında kalan, İzmir ili, Selçuk ilçesi, K.. mevki .ve . parsel sayılı taşınmazlar üzerine sanık tarafından izin alınmaksızın meyve fidanları dikilmek suretiyle fiziki müdahalede bulunulduğundan bahisle açılan kamu davası ile ilgili olarak, dosya kapsamında mevcut deliller itibariyle, sanığın suça konu yerin 1. derece arkeolojik sit alanı sınırlarında kaldığını bildiğine ilişkin herhangi tespit bulunmaması karşısında, suça konu taşınmazlara ait tapu kaydının bir örneği beyanlar hanesi görünecek şekilde dosyaya getirtilerek, korunması gerekli kültür varlığı olduklarına ilişkin herhangi bir şerh bulunup bulunmadığı, bulunmakta ise eğer tescil şerhinin hangi Kurul kararına istinaden konulduğu, sanığın suça konu taşınmazları belirtilen şerhi görebileceği bir tarihte edinip edinmediği, edinme tarihi şerhten sonra olsa dahi durumdan haberdar olmasını sağlayacak şekilde tapuda işlem yapıp yapmadığı, diğer yandan, bölgenin 1. derece arkeolojik sit alanı olarak tesciline yönelik ilgili Koruma Kurulu kararlarının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilip edilmediği, ilan edilmiş ise sanığın ilan tarihi itibariyle ve uzun zamandır bahse konu bölgede yaşayıp yaşamadığı, bölgenin bu niteliğinin çevrede yaşayan kişiler tarafından yaygın olarak bilinip bilinmediği, nihayetinde, fiziki müdahale gerçekleştirilen yerin 1. derece arkeolojik sit alanı içerisinde kaldığının sanık tarafından bilinmesi gerekip gerekmediğinin tereddütsüz biçimde tespiti ile sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeksizin, eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabul ve uygulamaya göre de;
5237 sayılı TCK’nın 53/1-c maddesinde belirtilen güvenlik tedbirinin, aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca cezası ertelenen hükümlü hakkında sadece kendi alt soyu üzerindeki yetkileri bakımından uygulanamayacağı, alt soy haricindeki kişiler yününden ise, yoksunluğun, hapis cezasının infazına kadar devam edeceğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekili ve mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 05/11/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.