Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2013/26336 E. 2014/5939 K. 10.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/26336
KARAR NO : 2014/5939
KARAR TARİHİ : 10.03.2014

Tebliğname no : 12 – 2012/289780
Mahkemesi : Adana 4. Ağır Ceza Mahkemesi
Tarihi : 20/09/2012
Numarası : 2011/230 – 2012/227
Dava : 466 sayılı Kanuna göre tazminat

Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı ve davacı vekilleri tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Yapılan incelemeye, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, davalı ve davacı vekillerinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Dava 466 sayılı Kanun hükümlerine dayalı tazminat istemine ilişkin olup, Ceza Genel Kurulunun 23/03/2010 tarih ve 2009/256 esas-2010/57 sayılı kararında 466 sayılı Kanunun 2. maddesindeki üç aylık sürenin başlangıcı için 21/04/1975 tarih ve 3-5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına atıf yapılarak kesinleşen beraat kararından davacının haberdar olmasının arandığı, ancak adı geçen kararda tazminat davasının ne zamana kadar açılması gerektiğine dair bir açıklama bulunmadığı, bu itibarla Borçlar Kanununun 60. maddesi gereğince değerlendirme yapılması gerektiği ve haksız fiilin veya zarar ziyanı doğuran olayın vukuundan itibaren her halde 10 yıl sonra zamanaşımının gerçekleşeceği kabul edilmekle, kanun dışı yakalanan veya tutuklananlar bakımından, ceza davasının beraatle sonuçlanmasından itibaren 10 yıl dolduktan sonra 466 sayılı Kanuna göre tazminat istenemeyeceği anlaşılmakla ve bu kapsamda tazminat talebinin dayanağı olan ceza dava dosyasında 19.11.1987 tarihinde verilip, 18.12.1987 tarihinde kesinleşen beraat hükmü ile, tazminat davasının açılmış olduğu 06.05.2011 tarihine kadar, 23 yıldan fazla süre geçtiği ve davacının bu uzun süre içerisinde hakkındaki beraat hükmünden haberdar olmadığından söz etmenin yaşamın olağan akışına uymayacağı, bu halde davanın süresinde açıldığı kabulünün mümkün olamayacağı gözetilmeden, süresinde açılmayan davanın reddi yerine yazılı gerekçe ile davacı lehine tazminata hükmedilmesi,
2-Kabule göre de;
a)-Kendisini vekil ile temsil ettiren davacı lehine, hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının toplamı üzerinden yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin üçüncü kısmında yer verilen oranlar üzerinden, nispi vekalet ücretine hükmedilmesi yerine, karar tarihindeki maktu vekalet ücretine hükmedilmesi,
b)-Dava dilekçesinde, haksız tutuklama tarihinden itibaren faiz talebinde bulunulmasına rağmen, hükmolunan maddi ve manevi tazminatlar için dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi,
İsabetsiz olup, davalı ve davacı vekillerinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 10.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.