Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2013/26202 E. 2014/22251 K. 10.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/26202
KARAR NO : 2014/22251
KARAR TARİHİ : 10.11.2014

Tebliğname no : 12 – 2012/269887
Mahkemesi : İstanbul 38. Asliye Ceza Mahkemesi
Karar Tarihi : 12/07/2012
Numarası : 2010/114 – 2012/1254
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık

2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu’nun 14.12.1974 tarih ve 10260 sayılı kararıyla korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı olduğu belirlenen ve koruma grubu II-A-2 olarak belirlenen, İstanbul ili, Ş.ilçesi, M.. mahallesi, H.. caddesi, .pafta,. ada,. sayılı parselde bulunan tescilli binanın, 12.06.1998 tarihinde sanığın da içerisinde bulunduğu hissedarlarca satın alınmasından sonra tadilat işlerinin yapılmak istendiği ve bu amaçla tadilat projesinin hazırlandığı, İstanbul 1 numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 05.05.1999 tarih ve 10783 sayılı kararıyla uygun bulunan proje doğrultusunda tadilat işlerine başlandığı, tescilli binada ilgili Koruma Bölge Kurulu görevlilerince yapılan 23.03.2009 tarihli denetimde, onaylı projeye aykırı olarak, bodrum ve zemin kattaki ara duvarların kaldırılıp tek dükkan olarak faaliyette bulunulduğunun, 6. ve 7. katlardaki dairelerin, alçıpan levhalarla bölünüp birden fazla ofis olarak kullanıldığının tespit edildiği, bunun üzerine İstanbul 2 numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun 19.08.2009 tarih ve 2831 sayılı kararıyla sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunulmasına karar verildiği, binanın hissedarlarından olan sanık O.. G.. hakkında soruşturmaya başlandığı ve 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan davanın açıldığı, her ne kadar sanık O.. G..’in verdiği ifadelerinde, dava konusu tescilli binanın babası olan A.. G.. tarafından 1998 tarihinde satın alındığını ve 1999 tarihinde tadilatların yapıldığını, bu binada aile şirketi olarak konfeksiyon üzerine çalıştıklarını, babasının vefatı üzerine şirketi 2005 yılında kendisinin devraldığını, ancak tadilatların vefat eden babası tarafından 1999 yılında yapıldığını beyan etmiş, yargılama neticesinde de sanığın beyanları esas alınarak tadilatların yapım zamanı belirlenmiş ve bu belirleme neticesinde sanıkların beraatine karar verilmiş ise de, dosya kapsamında bulunan İstanbul 2 numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü görevlileri raporu ile olay yeri keşfine iştirak eden mimar, inşaat mühendisi ve arkeolog bilirkişinin raporundan, izinsiz uygulamaların yapıldığının sabit olduğu anlaşılmakla,
Üzerinde müdahale gerçekleştirilen taşınmazın 2863 sayılı Kanunun 6. maddesi kapsamında tescilli kültür varlığı olması nedeniyle taşınmazda izinsiz ya da izin kapsamı dışında yapılan her türlü inşai faaliyetin suç oluşturacağı, bu bakımdan müdahalenin binanın içinde ya da dışında gerçekleştirilmesinin önem arz etmediği, bu kapsamda tescile esas bilgi ve belgeler getirtilerek, izinsiz yapılan tadilatın yapının tescil edilmesine neden olan kriterlere uygun olup olmadığının, yapıya ait orjinal dokuya uyum sağlayıp sağlamadığının, tescilli kültür varlığında zarar meydana getirip getirmediğinin belirlenmesi gerektiği,
Bu kapsamda somut olay değerlendirildiğinde, tescile esas bilgi ve belgelerin dosya kapsamına getirtilmesi, olay yerinde sanat tarihçi ve inşaat mühendisi ile yeniden keşif icra edilerek, öncelikle yapılan izinsiz uygulamaların, kullanılan malzemelerdeki eskime durumu nazara alınarak yapım tarihlerinin tespit edilmesi ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin edilmesi, izinsiz uygulamaların yapım tarihlerinin tespitinin ardından uygulamaların, tescilli kültür varlığının bütünü ve dolayısıyla orjinal dokusu ile uyumlu olup olmadığının, niteliğinin ve yapıda zarar meydana getirip getirmediğinin belirlenmesi, taşınmazın bu nitelikte bir zarar gördüğünün belirlenmesi durumunda sanığın, 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 65/1-1.cümlesi uyarınca cezalandırılması, bu nitelikte bir zararın mevcut olmadığının, ancak yapılan tadilatın ruhsata tabi inşai ve fiziki müdahale kapsamında bulunduğunun belirlenmesi durumunda, 6498 sayılı Kanun ile değişik 65/1-2.cümlesi uyarınca cezalandırılması, yapılan bu tadilatın ruhsata tabi olmayan, “basit onarım” niteliğinde olduğunun belirlenmesi halinde ise, 5498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 65/4. maddesi ile cezalandırılması gerektiği gözetilmeksizin, eksik araştırma ve hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 10.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.