Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2013/26123 E. 2014/3442 K. 12.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/26123
KARAR NO : 2014/3442
KARAR TARİHİ : 12.02.2014

Tebliğname no : 12 – 2012/270357
Mahkemesi : Nevşehir 2. Asliye Ceza Mahkemesi
Tarihi : 18/07/2012
Numarası : 2012/255 – 2012/425
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık

2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanıkların mahkumiyetine ilişkin hükümler, katılan vekili ve sanıklar müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
2863 sayılı Kanunun, 11/11/2013 tarih, 28792 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6498 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik öncesi yürürlükte bulunan tespit ve tescil başlıklı 7. maddesinde korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının ve doğal sit alanlarının tespitinin K.. B..nın koordinatörlüğünde yapılacağı ve bu tespitlerin koruma bölge kurulu kararı ile tescil edileceği, tescil kararlarının ilanı, tebliği ve tapu kütüğüne işlenmesi ile ilgili hususların yönetmelikle düzenleneceğinin öngörüldüğü, bu amaçla çıkarılan Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlıklarının ve Sitlerin Tespit ve Tescili Hakkında Yönetmelik ile sit kararlarının ilan şeklinin kaleme alındığı, 6498 sayılı Kanunun 1. maddesi ile 2863 sayılı Kanunun 7. maddesinde yapılan değişiklik ile sit alanlarının, tabiat varlıklarının ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazların tescil kararlarının, Resmî Gazete’de yayımlanacağı ve Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulacağı hükmünün getirildiği, ayrıca anılan Kanunun 3. maddesi ile 2863 sayılı Kanunun 65. maddesinde “Tescil edilen sit alanları ve korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarının bu kanuna göre tebliğ veya ilan edilmiş olmasına rağmen yıkılmasına, bozulmasına, tahribine, yok olmasına veya her ne suretle olursa olsun zarar görmesine kasten sebebiyet verenler ile koruma bölge kurullarından izin alınmaksızın inşaî ve fiziki müdahale yapanlar veya yaptıranların, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezasıyla cezalandırılacağının öngörüldüğü, gerek 2863 sayılı Kanunun 6498 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik öncesi yürürlükte bulunan 7. maddesi ile anılan madde gereğince çıkarılan Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlıklarının ve Sitlerin Tespit ve Tescili Hakkında Yönetmelik hükümlerinin, gerekse 6498 sayılı Kanunun 1. maddesi ile öngörülen tescil kararlarının, Resmî Gazete’de yayımlanma ve Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulma zorunluğunun amacının, ilgili kurul kararlarından muhataplarını haberdar etmek olduğu,
Bu açıklamalar ışığında somut olay ele alındığında, olay günü sanıkların, Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıkları Yüksek Kurulu’nun 17.04.1987 gün ve 3578 sayılı kararı ile korunması gerekli kültür varlığı olarak tescil edilen N. İli, Ç.. Mahallesi,. ada. parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan binaya zarar verdiklerinin tespit edilmesi üzerine haklarında açılan kamu davası sonucunda, sanıkların atılı suçtan mahkumiyetlerine karar verilmiş ise de, 2863 sayılı Kanunun, 11/11/2013 tarih, 28792 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6498 sayılı Kanun ile yapılan değişik 65/1 maddesinde belirtilen suçun oluşabilmesi için tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmaz malikine tescil kararının tebliğ edilmesi gerektiği, suça konu olan olayda sanıkların tescilli yapının maliki olmadıkları gibi niteliğini bildiklerine dair savunmalarının aksine dosya kapsamı itibariyle herhangi bir delil bulunmadığı, atılı suçun kasten işlenebileceği de gözetildiğinde atılı suçtan beraatleri yerine, delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek, mahkumiyetlerine ilişkin yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
1-Yargılama sırasında kendisine vekil ile temsil ettiren katılan kurum lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Uyarınca vekalet ücreti belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
2-Sanıklar hakkında tayin edilen erteli hapis cezalarının uzun süreli olmasına karşın TCK’nın 53/1 maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarının uygulanmamasına karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanıklar müdafii ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 12/02/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.