YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/26081
KARAR NO : 2014/8017
KARAR TARİHİ : 01.04.2014
Tebliğname no : 12 – 2012/261445
Mahkemesi : Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi
Tarihi : 17/07/2012
Numarası : 2012/153 – 2012/311
Dava : Koruma Tedbirleri Nedeniyle Tazminat
Davacı vekilinin 13.04.2012 tarihli dilekçesi ile müvekkili davacının bir suç soruşturması nedeniyle tutuklu kaldığını, yapılan yargılama sonunda üzerine atılı suçtan beraatine hükmedildiğini belirterek CMK’nın 141. vd maddeleri gereğince maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin açılan davanın mahkemece kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Tazminat davasının dayanağını oluşturan Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 2008/258 Esas – 2009/68 Karar sayılı ceza dava dosyasının incelenmesinden; sanığın (davacının) Adam öldürmeye teşebbüs suçundan, 07.07.2008 – 27.01.2009 tarihleri arasında tutuklu kaldığı, yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, hükmün temyiz incelemesi sonucunda onanmak suretiyle 15.12.2011 tarihinde kesinleştiği, tazminat davasının 13.04.2012 tarihinde, CMK’nın 142/1. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye açıldığı, anlaşılmakla,
Yapılan incelemeye, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, incelenen dosya kapsamına göre, davalı vekilinin davanın süresinde açılmadığına ve kendileri lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğine ilişkin temyiz itirazının reddine, ancak;
Davacı vekilinin, tazminat davasından önceki bir tarihli vekaletnameye dayanarak tazminat davası açtığının ve dosya kapsamı itibariyle davacının açılan davadan haberdar olduğuna ilişkin bilgiye rastlanılmadığının anlaşılması karşısında, öncelikle davacı ile vekili arasındaki vekalet ilişkisini gösteren yeni tarihli bir vekaletnamenin temin ettirilmesi ve gerekirse davacı dinlenilerek vekil ile arasında tazminat davası açılması yönünde vekalet ilişkisinin devam edip etmediği ve dava açılmasına muvafakatının bulunup bulunmadığının araştırılmaması,
Kabule göre de;
1- Manevi tazminat miktarı belirlenirken objektif bir kriter olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, gözaltına alınmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre, tazminat davasının kesinleştiği tarihe kadar davacının elde edeceği parasal değer ve benzeri hususlar da gözetilmek suretiyle, hakkaniyet ölçüsünü aşmayacak bir şekilde, hak ve nasafet kurallarına uygun makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, 204 gün süreyle tutuklanan davacı için hükmedilen manevi tazminat miktarının bu ölçütlere uymayıp fazla tayini,
2- Dairemizce yapılan temyiz incelemeleri sırasında aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı olarak birden fazla davanın açıldığının tespit edildiğinin anlaşılması karşısında; hazine zararına yol açan mükerrer davalara ilişkin ödemelerin önlenmesinin temini ve kamu kaynaklarının etkili, verimli ve hukuka uygun kullanılması bakımından, aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı açılmış dava olup olmadığının ilgili birimlerden sorulup, Ulusal Yargı Ağı Sistemi (UYAP) üzerinden de araştırılarak tespit edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin eksik inceleme ile hüküm kurulduğuna ve tazminat miktarına ilişkin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerden 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince, isteme uygun olarak, BOZULMASINA, 01.04.2014 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.