Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2013/26061 E. 2014/11709 K. 14.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/26061
KARAR NO : 2014/11709
KARAR TARİHİ : 14.05.2014

Tebliğname no : 12 – 2012/272555

Mahkemesi : Adana 3. Ağır Ceza Mahkemesi

Tarihi : 27/06/2012

Numarası : 2012/40 – 2012/260

Dava : 466 sayılı Kanuna göre tazminat talebi

Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:

Yapılan incelemeye, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, davacı vekili ile davalı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;

1-Dava, 466 sayılı Kanun hükümlerine dayalı tazminat istemine ilişkin olup; Ceza Genel Kurulunun 23/03/2010 tarih ve 2009/256 esas ve 2010/57 sayılı kararında, 466 sayılı Kanunun 2. maddesindeki üç aylık sürenin başlangıcı için 21/04/1975 tarih ve 3-5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına atıf yapılarak kesinleşen beraat kararından davacının haberdar olmasının arandığı, ancak adı geçen kararda tazminat davasının ne zamana kadar açılması gerektiğine dair bir açıklama bulunmamakla birlikte hiçbir hakkın sonsuza dek dava konusu yapılamayacağı, özel hukuk kapsamında değerlendirilmesi gereken bu talebin de makul bir süre içinde dava konusu edilmesi gerektiği, dava süresi açısından en lehe kabul ile Borçlar Kanununun 60. maddesindeki sürenin kabulünün gerektiği ve her koşulda davanın 10 yıllık süre içinde açılması gerektiği kabul edilmekle, incelemeye konu olan tazminat davasına dayanak teşkil eden Diyarbakır 1 nolu Askeri Mahkemesinin, 09.05.1985 tarih, 1984/328 esas, 1985/170 karar sayılı dosyasındaki kesinleşme şerhine göre davacı hakkındaki beraat hükmünün 05.02.1986 tarihinde kesinleştiği, davanın 19.01.2012 tarihinde, 25 yıl dolduktan sonra açıldığının anlaşılması karşısında, süresinde açılmayan davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulü ile tazminata hükmedilmesi,

2- Kabul ve uygulamaya göre de;

Davanın kısmen kabul edilmiş olması karşısında, davacı lehine nisbi vekalet ücreti yerine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi,

Kanuna aykırı olup, davacı vekili ile davalı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 14.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.