Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2013/26055 E. 2014/18660 K. 24.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/26055
KARAR NO : 2014/18660
KARAR TARİHİ : 24.09.2014

Tebliğname no : 12 – 2013/334260
Mahkemesi : Adana (Kapatılan) 3. Sulh Ceza Mahkemesi
Tarihi : 06/11/2012
Numarası : 2012/464 – 2012/1933
Suç : Taksirle yaralama

Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii ve mahalli Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Katılan vekili, 15.11.2012 tarihli temyiz tarihinden sonra 15/12/2012 tarihli dilekçe ile temyizinden vazgeçtiğinden, yalnızca sanık müdafii ve mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz taleplerine yönelik olarak yapılan incelemede;
Sanığın olay tarihinde 171 promil alkollü şekilde kullandığı aracıyla yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazasına sebebiyet verdiği, TCK’nın ”Trafik güvenliğini tehlikeye sokma” başlıklı 179. maddesinin 3. fıkrasında alkol ve uyuşturucu madde etkisiyle emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyecek olan kişinin araç kullanma halinin suç olarak düzenlendiği, maddede belirtilen suçun soyut tehlike suçu olduğu, somut olayda ise bir kişinin yaralanmış olması sebebiyle zarar suçunun oluştuğu, aynı Kanunun 44. maddesi dikkate alındığında, sanığın sadece taksirle yaralama suçundan cezalandırılması gerektiği halde trafik güvenliğini tehlikeye sokma ve taksirle yaralama suçlarından ayrı ayrı cezalandırılmasına karar verilmesi hatalı ise de, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçu yönünden verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının itiraz yasa yoluna tabi olduğu ve bu durumun hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına yapılan itiraz nedeniyle itiraz merciince değerlendirilebileceği anlaşılmakla; bu konudaki incelemenin merciince yapılmasına,
Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin soruşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, açıklanan gerekçeye göre, sanık müdafiinin, olayda B.E.tali kusurlu olduğunun belirlendiğine, sanığın öğretmen olup sabıkası bulunmadığından ceza tayin edilirken hapis cezası dışında seçenek cezaların tayini gerektiğine ilişkin, mahalli Cumhuriyet Savcısının, sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Cezanın alt ve üst sınırı arasında temel ceza belirlenirken TCK’nın 61/1. ve 22/4.maddelerinde gösterilen ölçütler yanında, aynı Kanunun 3/1.maddesi de nazara alınmak suretiyle sanığa işlediği suçun ağırlığıyla orantılı, hakkaniyete uygun bir cezaya hükmedilmesi
gerektiği; bu bağlamda, olayda sanık asli kusurlu olsa da bir kişinin basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaralandığı gözetilerek, hak ve nasafete uygun bir ceza yerine, yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeden teşdidin derecesinde yanılgıya düşülmek suretiyle temel cezanın asgari haddin çok üzerinde tayin edilmesi,
2- Sanığın 1.71 promil alkollü olarak yönetimindeki otomobil ile seyrederken asli kusuruyla sebebiyet verdiği olayda, bilinçli taksirin koşullarının oluştuğu gözetilmeden, sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 22/3. maddesinin uygulanmaması suretiyle eksik ceza tayini,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafii ve mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca hükmün isteme uygun olarak BOZULMASINA, 24.09.2014 tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi