YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/26038
KARAR NO : 2014/8592
KARAR TARİHİ : 08.04.2014
Tebliğname no : 12 – 2012/260575
Mahkemesi : İzmir 11. Ağır Ceza Mahkemesi
Tarihi : 07/05/2012
Numarası : 2008/338 – 2012/139
Dava : 466 sayılı Kanun gereğince tazminat
Davacı vekilinin 22.05.2008 tarihli dilekçesi ile müvekkili davacının bir suç soruşturması nedeniyle tutuklu kaldığını, yapılan yargılama sonunda üzerine atılı suçtan beraatine hükmedildiğini belirterek 466 sayılı Kanun gereğince maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin açılan davanın mahkemece kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Tazminat davasının dayanağı olan İzmir 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2005/91 Esas – 2007/190 Karar sayılı ceza dava dosyasının incelenmesinde; sanığın (davacının) Irza tasaddi suçundan, 27.01.2005 – 05.05.2005 tarihleri arasında tutuklu kaldığı, yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, hükmün temyiz incelemesi sonucunda onanmak suretiyle 22.05.2008 tarihinde kesinleştiği, tazminat davasının 31.12.2008 tarihinde, yetkili ve görevli mahkemeye açıldığı anlaşılmakla,
Yapılan incelemeye, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre, davalı vekilinin davacının kendi kusuru ile tutuklanmasına neden olduğuna ve kendileri lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğine, davacı vekilinin eksik incelemeye ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Tazminat davasının süresinde açılıp açılmadığının incelenmesi bakımından, davaya dayanak teşkil eden beraat hükmüyle birlikte davacının tahliye olduğu sırada yatırdığı nakti kefaletin karar kesinleştiğinde iadesine de karar verildiğinin anlaşılması karşısında, davacının tahliye olmak için yatırdığı nakti kefaletin iadesi için kesinleşmiş beraat kararını ilgili kuruma ibraz edip etmediği araştırılarak, şayet ibraz etmişse davanın 466 sayılı Kanun’un 2. maddesinde öngörülen 3 aylık süre içerisinde açılıp açılmadığının denetlenmemesi,
Kabule göre;
1- Davacının tutuklu kaldığı 27.01.2005 – 05.05.2005 tarihleri arasındaki dönem için maddi zararları hesaplanırken, bu dönem içerisinde maddi zararını vergi kaydı, gelir vergisi beyannamesi gibi resmi bir belgeyle ispatlayamadığı nazara alınıp, davacının vasıfsız bir işçi gibi değerlendirilerek tutuklu kaldığı dönemde geçerli olan net asgari ücret üzerinden kesinti yapmadan hesaplanacak 1.143,83 TL’nin maddi tazminat olarak ödenmesine karar verilmesi gerekirken, hafta sonları için çift yevmiye takdir edilerek maddi tazminatın 1.470,62 TL olarak fazla şekilde tayini,
2- Davacının, beraat ettiği ceza dava dosyasında kendisini vekille temsil ettirdiğinin anlaşılması karşısında, beraat hükmünün verildiği tarihte geçerli Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi üzerinden hesaplanacak 1.000 TL maktu vekalet ücretinin de talep sebebiyle maddi tazminata dahil edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
3- Dairemizce yapılan temyiz incelemeleri sırasında aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı olarak birden fazla davanın açıldığının tespit edildiğinin anlaşılması karşısında; hazine zararına yol açan mükerrer davalara ilişkin ödemelerin önlenmesinin temini ve kamu kaynaklarının etkili, verimli ve hukuka uygun kullanılması bakımından, aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı açılmış dava olup olmadığının ilgili birimlerden sorulup, Ulusal Yargı Ağı Sistemi (UYAP) üzerinden de araştırılarak tespit edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin eksik inceleme ile hüküm kurulduğuna ve hükmedilen tazminat miktarına, davacı vekilinin tazminat miktarına ilişkin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerden 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince, isteme uygun olarak BOZULMASINA, 08.04.2014 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.