Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2013/26028 E. 2014/23255 K. 19.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/26028
KARAR NO : 2014/23255
KARAR TARİHİ : 19.11.2014

Tebliğname no : 12 – 2012/257488
Mahkemesi : Bodrum 3. Asliye Ceza Mahkemesi
Tarihi : 20/03/2012
Numarası : 2011/64 – 2012/255
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık

2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın, 3. derece doğal sit alanı olarak tescil edilen arazi üzerinde inşa etmekte olduğu yapıya ilişkin Yalı Belediyesi görevlileri tarafından düzenlenen 13/02/2009 tarihli yapı tatil zaptına rağmen, suça konu yapının inşasına devam ettiği, bu kapsamda, atılı eylemi, aynı suç işleme kararının icrası kapsamında birden fazla defalar işlediği anlaşılmakla, tebliğnamede, somut olayda TCK’nın 43. maddesinde düzenlenen teselsül hükümlerinin uygulanamayacağına ilişkin düşünceye iştirak edilmemiştir.
2863 sayılı Kanun’un, 11/10/2013 tarih, 28792 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6498 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik öncesi yürürlükte bulunan tespit ve tescil başlıklı 7. maddesinde korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının ve doğal sit alanlarının tespitinin Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın koordinatörlüğünde yapılacağı ve bu tespitlerin koruma bölge kurulu kararı ile tescil edileceği, tescil kararlarının ilanı, tebliği ve tapu kütüğüne işlenmesi ile ilgili hususların yönetmelikle düzenleneceğinin öngörüldüğü, bu amaçla çıkarılan Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlıklarının ve Sitlerin Tespit ve Tescili Hakkında Yönetmelik ile sit kararlarının ilan şeklinin kaleme alındığı, 6498 sayılı Kanun’un 1. maddesi ile 2863 sayılı Kanun’un 7. maddesinde yapılan değişiklik ile sit alanlarının, tabiat varlıklarının ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazların tescil kararlarının, Resmi Gazete’de yayımlanacağı ve Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulacağı hükmünün getirildiği, ayrıca anılan Kanun’un 3. maddesi ile 2863 sayılı Kanun’un 65. maddesinde “Tescil edilen sit alanları ve korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarının bu kanuna göre tebliğ veya ilan edilmiş olmasına rağmen yıkılmasına, bozulmasına, tahribine, yok olmasına veya her ne suretle olursa olsun zarar görmesine kasten sebebiyet verenler ile koruma bölge kurullarından izin alınmaksızın inşaî ve fiziki müdahale yapanlar veya yaptıranların, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezasıyla cezalandırılacağının öngörüldüğü, gerek 2863 sayılı Kanun’un 6498 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik öncesi yürürlükte bulunan 7. maddesi ile anılan madde gereğince çıkarılan Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlıklarının ve Sitlerin Tespit ve Tescili Hakkında Yönetmelik hükümlerinin, gerekse 6498 sayılı Kanun’un 1. maddesi ile öngörülen tescil kararlarının, Resmî Gazete’de yayımlanma ve Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulma zorunluluğunun amacının, ilgili kurul kararlarından muhataplarını haberdar etmek olduğu,
Bu açıklamalar ışığında somut olay ele alındığında, Muğla Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun, 15/08/2001 gün, 562 sayılı kararı ile 3. derece doğal sit alanı olarak tescil edilen sınırlar dahilinde yer alan, Bodrum ilçesi,Yalı beldesi, K.. mahallesi, D..Küme .Evleri, . parsel üzerinde yer alan arazi üzerine, sanık tarafından 10×10 metre ebatlarında, betonarme nitelikte bir yapı inşa edildiğinin tespit edilmesi üzerine açılan kamu davası ile ilgili olarak, Bodrum Belediye Başkanlığı tarafından ilgili Kurul kararının 2001 yılında ilanının yapıldığı, sanığın ilanın yapıldığı bölgede yaşadığının gerek beyanı, gerekse MERNİS kayıtları ile sabit olduğu, kaldı ki, suça konu yapı hakkında Yalı Belediyesi Encümeni tarafından alınan 20/02/2009 tarihli kararda, yapının üzerinde bulunduğu arazinin 3. derece doğal sit alanında kaldığı belirtilmiş olmasına karşın, sanığın eylemlerine devam ettiği, bu kapsamda, dava konusu yerin doğal sit alanı içerisinde yer aldığını bildiği, buna rağmen Kurul’dan izin almaksızın üzerinde betonarme nitelikte uygulamalarda bulunarak müdahalede bulunduğu, atılı eylemi işlediğinin tüm dosya kapsamı ile sabit olduğu anlaşılmakla;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanığın, sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Bünyesinde koruma, uygulama denetim büroları kurulan idarelerden izin almaksızın veya izne aykırı olarak izinsiz inşai ve fiziki müdahalede bulunanların, 2863 sayılı Kanun’un 65/d maddesi gereğince cezalandırılması gerekeceği, bu kapsamda, suça konu taşınmazın bulunduğu yerde suç tarihi itibariyle il özel idaresi bünyesinde koruma, uygulama denetim bürosu kurulup kurulmadığı araştırılıp, eğer kurulmuş ise, taşınmazın bulunduğu yerin il özel idaresi bünyesinde kurulan koruma, uygulama denetim bürosunun sorumluluk alanı kapsamında olup olmadığı hususu tespit edilip, hükümden sonra, 08/10/2013 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanun’un 65/1 ve 65/4 maddeleri gereğince sanığın hukuki durumunun yeniden takdir ve tayininde zorunluluk bulunması,
Kabul ve uygulamaya göre de;
5237 sayılı TCK’nın 53/1-c maddesinde belirtilen velayet, vesayet ve kayyımlığa ait hizmette bulunmaktan yoksun bırakılma güvenlik tedbirinin aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca, sadece kendi alt soyu açısından koşullu salıverme süresine kadar uygulanabileceği, alt soy haricindeki kişiler yününden ise, yoksunluğun, hapis cezasının infazına kadar devam edeceğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak, sanığın ceza miktarı itibariyle kazanılmış hakkı saklı tutularak BOZULMASINA, 19/11/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.