Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2013/25942 E. 2014/20037 K. 16.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/25942
KARAR NO : 2014/20037
KARAR TARİHİ : 16.10.2014

Tebliğname no : 12 – 2012/261033
Mahkemesi : Eskişehir 6. Asliye Ceza Mahkemesi
Karar tarihi : 03/07/2012
Numarası : 2011/686 – 2012/522
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık

2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın, haklarında aynı suçtan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilen diğer sanıklar G.. E.. ve G.. S.. ile fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ederek, kültür varlıkları bulmak amacıyla, 2863 sayılı Kanunun 6. maddesi kapsamında yer alıp, Eskişehir Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun 27/03/2012 tarih ve 390 sayılı kararı ile 1. derece arkeolojik sit alanı olarak tescil edilen bölgedeki taşınmaz içerisinde, yaklaşık 3.5 m derinliğinde çukur açmak suretiyle izinsiz kazı yaptığı anlaşılmakla;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın, hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesi gerektiğine ilişkin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Sanık tarafından gerçekleştirilen eylemin, 5728 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 74/1 maddesinde düzenlenen “kültür varlıkları bulmak amacıyla izinsiz kazı yapma” suçunu oluşturduğu, aynı Kanunun 74/2 maddesinde düzenlenen “izinsiz define araştırma” suçunun oluşabilmesi için sanığın, sit alanı ya da korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı niteliğini haiz yerde, kazı eylemi olmaksızın yüzeysel faaliyetler ile araştırma yapmış olması gerektiği, bu bakımdan, “kültür varlığı” ya da “define” bulmak kastı ile hareket edilmesinin, anılan suçları birbirinden ayırmada esas alınacak bir kriter olmayıp, kazı fiilinin gerçekleşip gerçekleşmediği hususunun belirleyici olduğu, diğer yandan, bir bölgenin 2863 sayılı Kanunun 6. maddesi kapsamında değerlendirilebilmesi için tescilli olmasının zorunlu bulunmadığı, başka bir deyişle, korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlığından söz edilebilmesinin tek şartının, alanın doğal ya da kültürel özellikleri nedeniyle özel bir statüye tabi tutulması gerekliliği olduğu,
tescilin ise sözü edilen durumu açıklayıcı mahiyet taşıdığı, dolayısıyla, suç tarihi itibariyle 1. derece arkeolojik sit alanı olarak tescilli olmamakla birlikte, 2863 sayılı Kanunun 6. maddesi kapsamında kalan ve suç tarihinden sonra da tescil edilerek koruma altına alınan bölgede, savunmasına göre define bulmak amacıyla kazı yapan sanık hakkında, aynı Kanunun 74/1-1. cümlesi uyarınca hüküm tesisi gerektiği gözetilmeksizin, hatalı nitelendirme ile “izinsiz define araştırma” suçundan mahkumiyet kararı verilmesi,
2- Kendisini vekil ile temsil ettiren katılan kurum lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, sanığın kazanılmış hakkı saklı kalmak kaydıyla, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 16/10/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.