Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2013/25852 E. 2014/20038 K. 16.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/25852
KARAR NO : 2014/20038
KARAR TARİHİ : 16.10.2014

Tebliğname no : 12 – 2012/254369
Mahkemesi : Beykoz 2. Asliye Ceza Mahkemesi
Karar tarihi : 12/06/2012
Numarası : 2011/424-2012/764
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık

2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Katılan vekilinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanığın, İstanbul III Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 15/11/1995 tarih ve 7755 sayılı kararı ile tescilli 1. derece doğal sit alanı içerisindeki Maliye Hazinesi’ne ait taşınmaz üzerine hafriyat döküp araziyi düzleştirmek suretiyle atılı suçu işlediğinin iddia olunduğu, sanığın kovuşturma aşamasında yaptığı savunmada, yargılama konusu fiili gerçekleştirenin, amcasının oğlu H.. E.. olduğunu, kendisinin hafriyat dökme işi ile bir ilgisinin bulunmadığını beyan ettiği, tanık sıfatıyla ifadesine başvurulan H.. E..’ın da, G.. Mahallesi’ndeki camii yakınında dış cephe kaplamacılığı yapan bir şahıs ile anlaşarak, suça konu taşınmazın bulunduğu mevkide arazi düzleme işi yaptığını söylediği, diğer yandan, Beykoz Belediye Başkanlığı Zabıta Müdürlüğü’ne sunulmak üzere düzenlenen 27/08/2010 ve 23/11/2010 tarihli tutanaklarda, sanığın kullanımındaki araziye hafriyat toprağı dökülmüş olup, ne zaman ve kim tarafından döküldüğünün tespit edilemediği belirtilmiş ise de, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevlilerince 30/11/2010 tarihinde yerinde yapılan incelemelerde, üzerine hafriyat toprağı dökülen arazinin düzleştirildiğinin, taş duvar yapımında kullanılmak üzere stoklanmış yaklaşık yirmi kamyon taşlı malzeme ile park halinde bir adet iş makinesinin arazi üzerinde olduğunun belirlendiği, yine 24/02/2011 tarihli kurul uzman raporunda da aynı tespitlere yer verilmekle birlikte, hafriyat dökümüne devam edildiğine dair gözlemde bulunulduğunun belirtildiği, dolayısıyla, 27/08/2010 ve 23/11/2010 tarihli tutanakların düzenlenmesinden sonra taşınmaz üzerinde fiziki müdahale oluşturan eylemler gerçekleştirildiği anlaşılmakla;
1. derece doğal sit alanı içerisinde yer alan Maliye Hazinesi’ne ait suça konu taşınmazın “E.. Sokak” üzerinde bulunduğu, sanığın savunmasında, “E.. Sokak” ın evinin yanı olduğunu beyan ettiği, Tapu Müdürlüğünce gönderilen 16/03/2012 tarihli cevabi yazıya göre, anılan taşınmazın bahçe olarak 35 yıldan beri sanığın fiili kullanımında olduğu dikkate alınarak, hafriyat toprağı dökülüp arazi tesviyesi yapılmak suretiyle fiziki müdahalede bulunulan taşınmazın kullanımının sanık tarafından bir başkasına bırakılıp bırakılmadığı, evinin yanında yer alan fiilen kullandığı taşınmaz üzerinde gerçekleştirilen hafriyat dökümü, arazi tesviyesi, yaklaşık yirmi kamyon taşlı malzeme stoklanması fiillerinin, sanığın bilgisi dahilinde gerçekleştirilip gerçekleştirilmediği, belirtilen hususta sanığın rıza ve talimatı bulunup bulunmadığı araştırılıp, tanık H.. E..’ın beyanında sözünü ettiği “Gündoğdu Mahallesi’ndeki cami yakınında dış cephe kaplama işi yapan” şahıs belirlenerek, sanık, tanıklar H.. E.. ve R.. E.. ile sözü edilen şahıs refakate alınmak suretiyle olay yerinde yeniden keşif icrası, anılan şahsın talimatı ile tanık Hüseyin tarafından arazi tesviyesi yapılan taşınmazın, sanığın kullanımındaki suça konu taşınmaz olup olmadığının belirlenmesi, olumlu sonuca varılması halinde tanık Hüseyin ile beyanında geçen şahıs hakkında Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunulması, dava açılması halinde incelenen dosya ile birleştirilmesine karar verilmesinden sonra, yargılama faaliyeti birlikte yürütülerek, 1. derece doğal sit alanında yer alan hazineye ait taşınmaza fiziki müdahalede bulunan kişinin tereddütsüz biçimde tespiti ile sonucuna göre, sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeksizin, eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm tesisi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 16/10/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.