Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2013/25826 E. 2014/10279 K. 29.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/25826
KARAR NO : 2014/10279
KARAR TARİHİ : 29.04.2014

Tebliğname no : 12 – 2012/244192
Mahkemesi : Nazilli 1. Ağır Ceza Mahkemesi
Tarihi : 25/05/2012
Numarası : 2010/181 – 2012/178
Dava : 466 sayılı Kanun gereğince tazminat

Davacı vekilinin 22.04.2010 tarihli dilekçesi ile müvekkili davacının bir suç soruşturması nedeniyle tutuklu kaldığını, yapılan yargılama sonunda üzerine atılı suçtan beraatine hükmedildiğini belirterek 466 sayılı Kanun gereğince maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin açılan davanın mahkemece kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Tazminat davasının dayanağını oluşturan Aydın 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 2004/1216 Esas – 2010/85 Karar sayılı ceza dava dosyasının incelenmesinden; sanığın (davacının) Cürüm işleyeni alenen övmek suçundan, 11.01.2003 – 04.07.2003 tarihleri arasında tutuklu kaldığı, yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, hükmün temyiz edilmeksizin 16.03.2010 tarihinde kesinleştiği, tazminat davasının 22.04.2010 tarihinde haksız işlem tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 466 sayılı Kanunun 2. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye açıldığı, dava için kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmakla,
Yapılan incelemeye, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre, davalı vekilinin davacının kendi kusuru ile tutuklanmasına neden olduğuna ve kendileri lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğine, davacı vekilinin tazminat miktarına ve eksik incelemeye ilişkin temyiz itirazının reddine, ancak;
1- Manevi tazminat miktarı belirlenirken objektif bir kriter olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre, tazminat davasının kesinleştiği tarihe kadar davacının elde edeceği parasal değer ve benzeri hususlar da gözetilmek suretiyle, hakkaniyet ölçüsünü aşmayacak bir şekilde, hak ve nasafet kurallarına uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, 163 gün süreyle tutuklanan davacı için hükmedilen manevi tazminat miktarının bu ölçütlere uymayıp fazla tayini,
2- Dairemizce yapılan temyiz incelemeleri sırasında, aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı olarak birden fazla davanın açıldığının tespit edildiğinin anlaşılması karşısında; hazine zararına yol açan mükerrer davalara ilişkin ödemelerin önlenmesinin temini ve kamu kaynaklarının etkili, verimli ve hukuka uygun kullanılması bakımından, aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı açılmış dava olup olmadığının ilgili birimlerden sorulup, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden de araştırılarak tespit edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
3- Gerekçeli karar başlığına 22.04.2010 olan dava tarihinin 30.04.2010 olarak yazılması,
Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin eksik inceleme ile hüküm kurulduğuna ve tazminat miktarına ilişkin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince, isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 29.04.2014 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.