Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2013/25796 E. 2014/20753 K. 23.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/25796
KARAR NO : 2014/20753
KARAR TARİHİ : 23.10.2014

Tebliğname No : 12 – 2012/288080
Mahkemesi : Malatya 1. Ağır Ceza Mahkemesi
Karar Tarihi : 15.05.2012
Numarası : 2011/65 – 2012/192
Suç : Taksirle öldürme

Taksirle öldürme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii ve mahalli Cumhuriyet Savcısı tarafından sanık lehine temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafii ve mahalli Cumhuriyet Savcısının sair temyiz itirazlarının reddine ancak;
1-Sanığın idaresindeki minibüs ile gece vakti, aydınlatması bulunmayan meskun mahal dışındaki, düz ve eğimsiz tek yönlü yolda seyri sırasında direksiyon hakimiyetini kaybederek karşı yön şeridine girip aracı soldan yoldışına çıkarıp yoldışındaki elektrik direğine çarpıp aracın yanmasıyla 7 kişinin ölümü ile neticelenen olayda, sanığın aşamalardaki ifadelerinde uykusuz olmadığını, 17.09.2010 tarihinde öğleden sonra Samsun’un Terme ilçesinden Şanlıurfa iline gitmek üzere yola çıktıklarını, Adıyaman iline kadar aracı kullandığını, Adıyamandan Şanlıurfa iline kadar ölen abisi İdris’in kullandığını, 18.09.2010 günü sabah 06:00 sıralarında Şanlıurfaya vardıklarını, gün içinde 2-3 saat uyuyarak dinlendiğini, akşam saat 22:30 sıralarında yola çıktıklarını ve saat 02:00 sıralarında mola verdiklerini, yola çıktıktan 5 dakika sonra gümleme sesi duyduğunu ve direksiyon hakimiyetini kaybettiğini, lastiğin patladığını beyan ettiği, mola verilen benzinlikte çalışan tanık Kaffar Işık’ında, sanık ve yanındakilerin 15 dakika kadar benzinlikte mola verdiklerini beyan ettiği dosya kapsamı itibariyle de savunma ve bu beyanın aksine kanıt bulunmadığı nazara alınmadan, hatalı değerlendirme ile sanığın iki gün sürekli araç kullandığından bahisle yorgun, dalgın ve uykusuz olduğu gerekçesi ile bilinçli taksirin oluştuğunun kabulü ile TCK’nın 22/3. maddesinin uygulanması suretiyle fazla ceza tayini,
2- TCK’nın 22/6-1. cümlesinin uygulanabilmesi için, taksirle hareket sonucu neden olunan neticenin, münhasıran sanığın kişisel ve ailevi durumu bakımından artık bir cezanın hükmedilmesini gereksiz kılacak derecede mağdur olmasına yol açması gerektiği, sanığın,kızı, annesi, iki kardeşi, yeğeni, kardeşinin eşi ve halasının öldüğü olayda, sanığın kızı, annesi ve iki kardeşi dışındaki ölenlerin, yeğeni, kardeşinin eşi ve halası olması nedeniyle tek başına anılan hükmün uygulanmasını gerektirmeyeceği gözetilmeden, sanık hakkında TCK’nın 22/6 maddesinin uygulanması,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafii ve mahalli Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, ceza süresi itibariyle CMUK’un 326. maddesi uyarınca sanığın kazanılmış hakkının ve müteakip uygulamalar nazara alınarak TCK’nın 50. maddesinin değerlendirilebileceğine, 23/10/2014 tarihinde yapılan müzakerede (1) nolu bozma nedeni yönünden oyçokluğuyla diğer hususlarda oybirliğiyle karar verildi.

Muhalefet Şerhi:

Sanık ifadelerinde uykusuz olmadığını beyan etmişse de, yine sanığın beyanından, 17.09.2010 tarihinde öğleden sonra yola çıktıkları, Terme’den Adıyaman’a kadar aracı sanığın kullandığı, 18.09.2010 tarihinde sabah 06:00’da Ş.Urfa’ya geldikleri, 3 saat kadar uyuduktan sonra Siverek’e gidip geldiği, çarşıda alışveriş yaptıkları, akşam düğün töreninden sonra saat 10:30’da yola çıktıkları, aracı sanığın kullandığı, 02:00 sıralarında mola verdikleri, moladan kısa süre sonra direksiyon hakimiyetini kaybeden sanığın kullandığı minibüsün karşı yöne geçerek, karşı tarafta yolun kenarında bulunan beton direğe çarparak, beton elektrik direğini yıktığı, direğin yıkılmasıyla yere düşen yüksek gerilim hattı tellerinin, çarpılan ve takla atan minibüse teması sonucu aracın yandığı, araçta bulunan 7 kişinin öldüğü, dosya kapsamından sanığın dinlenmeden uzun süre araç kullandığı ve lastik patlamasına ilişkin bir iz olmadığı anlaşıldığından, mahkemenin bilinçli taksir kabulünün doğru olduğunu düşündüğümüzden, bilinçli taksirin oluşmadığına ilişkin (1) numaralı çoğunluk görüşüne katılmıyoruz.