Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2013/25794 E. 2014/20747 K. 23.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/25794
KARAR NO : 2014/20747
KARAR TARİHİ : 23.10.2014

Tebliğname No : 12 – 2012/293529
Mahkemesi : Afyonkarahisar 2. Ağır Ceza Mahkemesi
Karar Tarihi : 19.09.2012
Numarası : 2012/83 – 2012/162
Suç : Taksirle öldürme

Taksirle öldürme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii ve katılanlar vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin, keşif yapılmadığına, olay yerinin dikkate alınmadığına, eksik incelemeye ilişkin tüm, katılanlar vekilinin, hapis cezasının para cezasına çevrilemeyeceğine, sürücü belgesinin daha uzun süreli alınması gerektiğine ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Sanık yönetimindeki çekici ve arkasına takılı römork ile gece vakti, meskun mahal dışında, aydınlatmanın olmadığı, tek yönlü, 7 m genişliğinde, düz ve hafif eğimli bölünmüş yolda, karlı havada, ıslak zeminde seyrederken olay mahalline geldiğinde, direksiyon hakimiyetini kaybettiği aracı ile bölünmüş yolda karşı platforma geçerek, karşı istikametten gelen M.. G..’ın idaresindeki kamyon ile çarpışması sonucu, bir kişinin öldüğü, 2 kişinin basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaralandığı olayda; sanığın tam kusurlu olduğu, taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde TCK’nın 61/1 ve 22/4. maddelerinde yer alan ölçütlerden olan failin kusuru, meydana gelen zararın ağırlığı, suçun işleniş biçimi ile suçun işlendiği yer ve zaman nazara alınmak suretiyle TCK’nın 3/1. maddesi uyarınca işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde maddede öngörülen alt ve üst sınırlar arasında hakkaniyete uygun bir cezaya hükmolunması gerekirken, oluş nazara alınarak hak ve nasafete uygun olarak asgari hadden daha fazla uzaklaşılarak ceza tayini yerine, yazılı şekilde ceza tayin edilmesi,
2- TCK’nın 50/6. maddesinde bulunan “yaptırımın” ibaresinin 01/03/2008 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 26/02/2008 tarih 5739 sayılı Kanunun 4. maddesi ile “tedbirin” olarak değiştirilmesi ile sözü edilen maddenin birinci fıkrasının “a” bendi uyarınca hapis cezasının paraya çevrilmesi seçenek yaptırım, diğer bentlerde düzenlenen hususların ise seçenek tedbir niteliğinde olduğu, TCK’nın 50/6. maddesinde hüküm kesinleştikten sonra Cumhuriyet savcılığınca yapılan tebligata rağmen otuz gün içinde seçenek tedbirin gereklerinin yerine getirilmesine başlanmaması veya başlanıp da devam edilmemesinin sonuçlarının düzenlediği, somut durumda ise sanık hakkında bir tedbir niteliğini haiz olmayan, uzun süreli hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine karar verildiği, kaldı ki bu durumun hükmün tesisi aşamasında değil, hükmün kesinleşmesinden sonra infaz aşamasında nazara alınacağı hususu gözetilmeksizin infazı kısıtlar biçimde karar tesis edilmesi,
3- Sanık hakkında tayin edilen uzun süreli hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi sırasında esas alınan tam gün sayısının ve uygulama maddesinin gösterilmemesi,
Kanuna aykırı olup, katılanlar vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca, hükmün BOZULMASINA, 23/10/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.