Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2013/25756 E. 2014/3091 K. 10.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/25756
KARAR NO : 2014/3091
KARAR TARİHİ : 10.02.2014

Tebliğname no : 12 – 2012/237114
Mahkemesi : Tunceli Ağır Ceza Mahkemesi
Tarihi : 21/03/2012
Numarası : 2011/73 – 2012/18
Dava : 466 sayılı Kanuna göre tazminat

Davacının tazminat talebinin reddine ilişkin hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
22/11/2011 olan dava tarihinin gerekçeli karar başlığında, 30/11/2011 olarak yazılmış olması mahallinde düzeltilmesi mümkün yazım yanlışlığı olarak kabul edilmiş ve davanın tamamen reddedilmesi karşısında, kendisini vekille temsil ettiren davalı hazine lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, temyiz edenin sıfatına göre bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan incelemeye, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre;Davacı vekilinin tazminat talebinin dayanağı olarak gösterdiği, Erzincan Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2001/93 esas, 2004/127 karar sayılı ceza dava dosyada zamanaşımı nedeniyle düşme kararı verildiğinden ve aynı mahkemenin 2006/102 esas, 2007/187 karar sayılı ceza dava dosyanın ise, davacı ile ilgisi olmadığından, davacı vekilinin bu taleplerine ilişkin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Dava dilekçesinde açıkça belitilmemekle birlikte, karar gerekçesinde gösterilen, ancak dava dosyası içerisinde bulunmayan Erzincan Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2003/75 esas, 2004/96 karar sayılı ceza dava dosyası getirtilerek, haksız tutuklama işleminin 01.06.2005 tarihinden önce olması nedeniyle de dava açma şartlarının 466 sayılı Kanun hükümlerine dayalı olacağı ve konuya bilişkin Ceza Genel Kurulunun 23/03/2010 tarih ve 2009/256 Esas ve 2010/57 sayılı kararında 466 sayılı Kanunun 2. maddesindeki üç aylık sürenin başlangıcı için 21/04/1975 tarih ve 3-5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına atıf yapılarak kesinleşen beraat kararından davacının haberdar olmasının aranması gerektiği şeklinde olduğu, Kanun dışı yakalanan veya tutuklanan kimseler bakımından, devletin yaptığı yakalama veya tutuklama haksız fiili ceza davasının kesinleşmesi ile netleştiğinden, bu tarih olayın vuku tarihi olup, bu tarihten itibaren 10 yıl dolduktan sonra 466 sayılı Kanuna göre tazminat istenemeyeceği dikkate alınarak esas hakkında bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı gerekçe ile haksız gözaltı ve tutuklama işleminin yapıldığı tarihte yürürlükte olmayan 5271 sayılı CMK’nın 142/1. maddesi gereğince davanın süre yönünden reddine karar verilmesi,
2-Dairemizce yapılan temyiz incelemeleri sırasında aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı olarak birden fazla dava açıldığının tespit edilmesi nedeniyle, hazine zararına yol açan mükerrer davalara ilişkin ödemelerin önlenmesinin temini ve kamu kaynaklarının etkili, verimli ve hukuka uygun kullanılması bakımından, aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı açılmış başka dava olup olmadığının, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden sorgulanarak ve ilgili maliye hazinesinden sorularak tespit edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, davacı vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 10.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.