Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2013/25738 E. 2014/22934 K. 17.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/25738
KARAR NO : 2014/22934
KARAR TARİHİ : 17.11.2014

Tebliğname no : 12 – 2012/246578
Mahkemesi : Karacabey Asliye Ceza Mahkemesi
Karar Tarihi : 10/04/2012
Numarası : 2011/457 – 2012/520
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık

2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanıkların beraatlerine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Katılan vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Sanık S.. D..’in, suç tarihinde Karacabey Belediyesinde görevli bir memur olduğu, sanık hakkında 19.01.2009 ve 19.06.2009 tarihli yapı ruhsatlarında imzasının bulunması nedeniyle 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan hakkında dava açıldığı, her ne kadar yargılama neticesinde sanık hakkında suç kastının bulunmadığı gerekçesiyle beraat kararı verilmiş ise de; sanık S.. D..’in Karacabey Belediyesindeki statüsü ve görev tanımının araştırılması, verilecek yapı ruhsatlarında kararların oluşumu noktasında görev ve etkisinin bulunup bulunmadığının, yapı ruhsatı verilen yerlerin yasal durumu ile ilgili olarak kendisine verilmiş bir araştırma yükümlülüğünün bulunup bulunmadığının saptanması gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi,
2-Haklarında dava açılan sanıklardan K.. G..’in Karacabey Belediyesinde görevli teknik ressam olduğu, sanık A.. T..’ın da fen işleri müdür vekili olduğu, her iki sanığın da, izinsiz yapılan binanın yapı ruhsatlarında imzalarının bulunmadığı, ancak sanıkların binanın bağımsız bölümleri hakkında düzenlenen 08.01.2010 ve 18.02.2010 tarihli kullanma izin belgelerinde imzalarının olduğu, her ne kadar sanıklar hakkında 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan dava açılmış ise de; sanıkların 2863 sayılı Kanunun 65/c. maddesinde düzenlenen, “2863 sayılı Kanuna aykırı olarak imar izni vermek” suçunu oluşturacak eylemlerinin bulunmadığı, zira bu suçu oluşturacak eylemler olan yapı ruhsatlarının düzenlenmesinde sanıkların imzalarının olmadığı, ancak sanıkların ilgili Koruma Bölge Kurulu’nun yazısına rağmen davaya konu binanın bağımsız bölümleri hakkında yapı kullanma izin belgelerini imzalamaları karşısında; TCK’nın 257. maddesinde düzenlenen görevi kötüye kullanma suçunu işledikleri kabul edilerek bu suçtan mahkumiyetlerine karar verilmesi gerektiği düşünülmeden, yazılı şekilde karar verilmesi,
3-Sanıklar E.. K..’un suç tarihinde Karacabey Belediye Başkanı, S.. T..’ın da Karacabey Belediyesinde mimar olarak görev yaptığı, Bursa Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 20.09.1996 tarih ve 5427 sayılı kararıyla korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı olarak kabul edilen, Bursa ili, Karacabey ilçesi, 44 pafta, 225 ada,.. sayılı parselde yer alan Hükümet Konağı’na cephesi bulunan, özel mülkiyete ait .. sayılı parsele ilgili Koruma Bölge Kurulu’ndan izin alınmadan bina yapıldığına dair ihbar dilekçesi üzerine, olayın araştırılması için mahallinde ilgili Koruma Bölge Kurulu görevlilerince incelemenin yapıldığı, yapılan inceleme neticesi düzenlenen 09.09.2009 tarihli raporda, .. sayılı parselde bulunan korunması gerekli taşınmaz kültür varlığına cephesi bulunan, bu nedenle ancak ilgili Koruma Bölge Kurulu’ndan alınacak izinle inşai faaliyette bulunulabilecek konumda bulunan .. sayılı parsele, ilgili Koruma Bölge Kurulu’ndan izin alınmadan bodrum+zemin+3 kat olarak yapılan binanın bitme aşamasına geldiğinin, Karacabey Belediyesi tarafından 19.01.2009 ve 19.06.2009 tarihli yapı ruhsatlarının verilmesiyle inşaatın yapıldığının tespit edildiği, söz konusu rapor üzerine, Bursa K.. K..’nun 12.09.2009 tarih ve 5059 sayılı kararıyla, izinsiz yapıyı yapanlar ve yapılmasına sebep olan sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunulmasına, ayrıca inşai faaliyetin durdurulması için ilgili Belediye’ye yazı yazılmasına karar verildiği, bu yazı üzerine Karacabey Belediyesi görevlilerince olay yerinde yapılan incelemede inşaatın tamamen bitmiş olduğunun ve bu nedenle durdurulacak bir inşai faaliyetin bulunmadığının tespit edilmesi üzerine, Belediye görevlileri olan teknik ressam, mimar ve fen işleri müdür vekili tarafından 18.12.2009 tarihli tutanağın düzenlendiği, bahse konu tutanakta, ilgili Koruma Bölge Kurulu’nun yazısının 13.10.2009 tarihinde tebliğ alındığı, bu tarihten sonra yapılan incelemede inşaatın bitmiş olduğu ve durdurulabilecek inşai faaliyetin kalmadığı, yapı hakkında tanzim edilen ilk kullanma izin belgesinin 03.09.2009 tarihinde düzenlendiği, mal sahipleri ile Belediye arasında hukuki sorunların oluşmaması için biten tüm bağımsız bölümler için yapı kullanma izin belgesinin verilmesinin uygun olacağı kararının alındığı, tutanak altına alınan bu karar sonrası 27 sayılı parsele yapılan binanın 10-11-12 sayılı bağımsız bölümlerine 08.01.2010 tarihinde, 1-2-3-4-5-6-7-8 sayılı bağımsız bölümleri için de 18.02.2010 tarihinde Belediye tarafından yapı kullanma izin belgesinin düzenlendiği, bunun üzerine Karacabey Cumhuriyet Başsavcılığı’nca İçişleri Bakanlığı’ndan davaya konu binaya yapı ruhsatı ve kullanma izin belgesi veren Karacabey Belediye Başkanı E.. K.. ile bu ruhsat ve belgelerde imzası bulunan Belediye görevlileri hakkında soruşturma izni istendiği, İçişleri Bakanlığı’nca 10.02.2011 tarihinde soruşturma izninin verilmesi ve yapılan itirazın Danıştay 1. Dairesi’nce 13.07.2011 tarihinde reddedilmesi üzerine, Karacabey Belediye Başkanı E.. K.., Fen İşleri Müdür Vekili A.. T.., Mimar S.. T.., Teknik Ressam K.. G.. ve Memur S.. D.. hakkında soruşturmaya başlandığı ve 22.09.2011 tarihinde sanıklar hakkında 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan davanın açıldığı, dosya kapsamında örnekleri bulunan 19.01.2009 tarihli yapı ruhsatı ve 19.06.2009 tarihli yapı tadili ruhsatında sanıklardan mimar S.. T.. ile belediye başkanı E.. K..’un imzasının bulunduğu, her ne kadar sanıklar verdikleri ifadelerinde, davaya konu binanın bulunduğu arazinin tapu kaydında ve imar planında, arazinin koruma alanında bulunduğuna dair bir şerhin bulunmadığı, ilgili Koruma Bölge Kurulu’nun 12.09.2009 tarihli yazısının kendilerine tebliğinden sonra inşai faaliyete devam edilmediği, bu tarihte inşaatın zaten bitmiş olduğu beyan edilmiş, mahkemece de yargılama neticesinde sanıklarda suç kastının bulunmadığı gerekçesiyle sanıkların beraatlerine karar verilmiş ise de; .. sayılı parselde yer alan tescilli Hükümet Konağı’nın korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı olduğunun kabul edildiği Bursa Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 20.09.1996 tarih ve 5427 sayılı kararının mahallinde 29.10.1996 tarihinde ilan edildiği ve buna dair tutanağın dosya kapsamında mevcut olduğu, her ne kadar ..sayılı parsele ait tapu kaydında bir şerh bulunmasa da, .. sayılı parselin komşusu olan.. sayılı parselin tapu kaydında, üzerinde bulunan Hükümet Konağı binasının korunması gerekli bir anıt yapı olduğuna dair şerhin bulunduğu, yine korunması gerekli taşınmaz kültür varlıklarına cephesi olan arazilere yapılacak inşai faaliyetler için, ilgili Koruma Bölge Kurullarından izin alınması gerektiğinin, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu’nun 05.11.1999 tarih ve 664 sayılı ilke kararı ile kabul edildiği, Yüksek Kurullarca alınan ilke kararlarının da Resmi Gazetede ilan ediliyor olması karşısında, sanıklar E.. K.. ve S.. T..’ın davaya konu binanın koruma alanı içerisinde kaldığını bilmediklerine dair savunmalarının kabul edilemeyeceği ve davaya konu binanın yapıldığı alanın koruma alanı içerisinde kaldığını bildiklerinin kabul edilmesi gerektiği, tüm dosya kapsamından sanıklar E.. K.. ve S.. T..’ın eylemleri ile 2863 sayılı Kanunun suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 65/c. 6498 sayılı Kanunla yapılan değişiklik sonrası 65/2. maddelerinde düzenlenen “2863 sayılı Kanuna aykırı olarak imar izni vermek” suçunu işledikleri anlaşılmakla, sanıklar E.. K.. ve S.. T..’ın bu suçtan mahkumiyetlerine karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçe ile yazılı şekilde sanıkların beraatlerine karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince, sanıkların beraatlerine ilişkin hükmün isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 17.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.