Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2013/24939 E. 2014/19433 K. 02.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/24939
KARAR NO : 2014/19433
KARAR TARİHİ : 02.10.2014

Tebliğname no : 12 – 2012/215230
Mahkemesi : İstanbul Anadolu 2. Asliye Ceza Mahkemesi
Tarihi : 04/06/2012
Numarası : 2010/659 – 2012/811
Suç : Taksirle öldürme

Taksirle öldürme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin sair temyiz itirazlarının reddine ancak;
20.05.2009 tarihinde, anestezi uzmanı olan sanığın başhekimliğini yaptığı Ö.. K.. Hastanesinde sezaryan ile 1930 gram ağırlığında 32. haftada doğan ölenin, doğumunda ilk 5 dakika içinde apgar skoru 7 ve spontan solunumu düzensiz olduğu için yenidoğan ünitesine alındığı, geçici takipnesi ya da hafif şiddette distress sendromu ile uyumlu olabilecek görünümde olduğu, arter kan gazlarının respiratuvar asidoz ile uyumlu olduğu, uygulanan invaziv prosedürlere ve şüpheli erken membran rüptürü öyküsüne yönelik olarak kan kültürü alındığı, üreme olmadığı, ampirik antibakteriyel tedavi olarak vankomisin ve gentamisin düzenlendiği, 27.05.2009 günü yeniden entübe edilerek SIMV modunda mekanik ventilasyona geçildiği, 28.05.2009 günü ağır bronkopulmoner displazi gelişmesi açısından yüksek risk grubuna giriyor olması nedeniyle deksametazon ile posnatal kortikosteroid tedavisine başlandığı, 30.05.2009 günü ortalama non-invaziv sistemik kan basıncı değerinin 30 mmHg’nın altında seyretmesi üzerine sürekli intravenöz dobutamin dozu arttırılarak üst sınır olan 25mcg/kg/dk ya yükseltildiği, asistolu gelişmesi üzerine ambu ve %100 oksijen ile ventile edilmeye ve eksternal kalp masajına başlandığı, son olarak intrakardiyak adrenalin dozlarına yanıt vermediği ve öldüğü, hastanede yapılan incelemede, hastaneden mayıs ayında yatan 16 bebekten 4’ünün öldüğü, geceleri nöbetçi doktorun bulunmadığı, ventilatör devrelerinin dezenfektan kap içerisinde oldukları ve enfeksiyon riskini arttıracak faktörlerden biri olduğunun saptandığı, dezenfaktanların el dezenfeksiyonunun uygun olarak yapılmasına yönelik yerleştirilmediğine, total parenteral beslenme hazırlama yerlerinde laminar akım bulunmamasının enfeksiyon için risk oluşturduğu, yoğun bakım dışındaki muslukların el değmeden açma özelliklerinin bulunmadığının saptandığı, hastalara ait günlük takip notlarının mevcut olmadığı, enfeksiyon hastalıklarında son uygulanması gereken antibiyotiklerin tüm hastalarda başlangıç tedavisi olarak uzun süreli uygulandığı, mikrobiyolojik incelemelerin yeterli olmadığı, kültür alma oranının düşük ve kültür raporlarının tanımlama açısından yetersiz olduğu, havalandırma sistemi filtrelerinin uygun dönemlerde değiştirilmediği, her 3 bebeğe 1 hemşirenin baktığının tespit edildiği, adli tıp uzmanı tarafından düzenlenen raporda, hastanenin hizmet sunumunda kusurlu olduğu şeklinde görüş bildirildiği, yüksek sağlık şurasınca düzenlenen raporda da sanığın ve yenidoğan ünitesi sorumlu hekiminin kusurlu oldukları ancak bu durumun doğru bir süreç olmamakla birlikte bebeğin ölümüne neden olabilecek bir eksiklik yaratmayacağının kabul edileceği şeklinde görüş bildirilmiş olması karşısında, ölüm ile hastanede tespit edilen eksiklikler arasında uygun illiyet bağı bulunup bulunmadığına dair Adli Tıp Kurumundan rapor alınarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme ile sanık hakkında taksirle öldürme suçundan mahkûmiyet hükmü kurulması,
Kabule göre de;
1- Sanık hakkında temel ceza tayin edilirken asgari hadden tayin edildiği halde hükümde arttırılarak denilmesi suretiyle çelişkiye düşülmesi,
2- Sanık hakkında tayin edilen hapis cezasından çevrilen adli para cezasının çevrilmesi ve miktarının belirlenmesi sırasında uygulama maddesinin gösterilmemesi suretiyle CMK’nın 232/6. maddesine aykırı davranılması,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 02/10/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.