Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2013/23743 E. 2014/19279 K. 01.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/23743
KARAR NO : 2014/19279
KARAR TARİHİ : 01.10.2014

Tebliğname No : 12 – 2012/300834
Mahkemesi :Kilis 2. Asliye Ceza Mahkemesi
Tarihi :14.09.2012
Numarası :2011/307 – 2012/444
Suç:Taksirle öldürme

Taksirle öldürme suçundan sanığın mahkûmiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii ve katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin, sair, sanık müdafinin, bilinçli taksirin şartlarının gerçekleşmediğine, eksik incelemeye ilişkin diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 141 ve CMK’nın 34. maddeleri uyarınca bütün mahkeme kararlarının, karşı oy da dahil olmak üzere gerekçeli olarak yazılması zorunludur. Gerekçe, hükmün dayanaklarının, akla, hukuka ve dosya içeriğine uygun açıklamasıdır. Ceza Muhakemesi Kanununun 230. maddesinde ise hükmün gerekçesinde, suç oluşturduğu kabul edilen eylemin gösterilmesi, bunun nitelendirmesinin yapılması, Ceza Kanununda öngörülen sıra ve esaslara göre cezanın ve ayrıca cezaya mahkûmiyet yerine veya yanı sıra uygulanacak güvenlik tedbirinin belirlenmesi, cezanın ertelenmesine, hapis cezasının adli para cezasına veya tedbirlerden birine çevrilmesine ya da ek güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına veya bu hususa ilişkin istemlerin kabul veya reddine dair dayanakların gösterilmesinin zorunlu olduğu belirtilmiştir. Yasal, yeterli ve geçerli bir gerekçeye dayanılmadan karar verilmesi, yasa koyucunun amacına uygun düşmeyeceği gibi, uygulamada da keyfiliğe yol açacaktır. Bu itibarla keyfiliği önlemek, tarafları tatmin etmek, sağlıklı bir denetime olanak sağlamak bakımından, hükmün gerekçeli olmasında zorunluluk bulunmaktadır. Hükmün gerekçeyi ihtiva etmemesi ise 1412 sayılı Kanunun 308/7 ve 5271 sayılı CMK’nın 289/1-g bendi uyarınca hukuka kesin aykırılık halini oluşturacaktır. Somut olayda, suç oluşturduğu kabul edilen eylemin ve dayanaklarının gösterilmemesi, oluşun ve sanığın kusur durumu ile ilgili bilirkişi raporlarından hangisine itibar edildiğinin belirtilmemesi suretiyle Anayasanın 141, 5271 sayılı CMK’nın 34 ve 230. maddelerine muhalefet edilmesi,
2- Taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde TCK’nın 61/1. ve 22/4. maddelerinde yer alan ölçütlerden olan failin kusuru, meydana gelen zararın ağırlığı, suçun işleniş biçimi ile suçun işlendiği yer ve zaman nazara alınmak suretiyle TCK’nın 3/1. maddesi uyarınca işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde maddede öngörülen alt ve üst sınırlar arasında hakkaniyete uygun bir cezaya hükmolunması gerektiği gözetilmeden, asli kusurlu olarak meydana getirdiği kaza sonucu bir kişinin ölümüne sebebiyet veren sanık hakkında, 2 yıldan 6 yıla kadar hapis cezası tayin ve takdir etmek durumunda olan yerel mahkemece, temel cezanın asgari hadden belirlenmesi suretiyle adalet ve hakkaniyete uygun olmayacak şekilde sanığa az ceza tayini,
3- Taksirli suçlarda uygulama olanağı bulunmadığı gözetilmeden, sanık hakkında TCK’nın 53/1. maddesi gereğince hak yoksunluğuna hükmedilmesi,
4- Sanığın sürücü belgesinin suç tarihinde geçerli olup olmadığı araştırılarak, onaylı örneği dosyaya getirtilmeden, yazılı şekilde geri alınmasına karar verilmesi,
5- Gerekçeli karar başlığında suçun işlendiği zaman diliminin gösterilmemesi suretiyle CMK’nın 232/2-c maddesine aykırı davranılması,
Kabule göre de;
Sanık hakkında tayin olunan temel cezada bilinçli taksir nedeniyle yapılan artırım sonucu bulunan 2 yıl 8 ay hapis cezasında, TCK’nın 62. maddesi uyarınca 1/6 oranında indirim yapılırklen netice cezanın 2 yıl 2 ay 20 gün yerine, 1 yıl 14 ay 20 gün olarak belirlenmesi suretiyle eksik ceza tayini,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafinin ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince hükmün isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 01.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.