YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/23272
KARAR NO : 2014/16345
KARAR TARİHİ : 02.07.2014
Tebliğname No : 12 – 2013/158244
Mahkemesi :Akhisar 2. Asliye Ceza Mahkemesi
Tarihi :07.03.2013
Numarası :2011/212 – 2013/205
Suç :Taksirle öldürme
Taksirle öldürme suçundan sanığın mahkûmiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii ve mahalli Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin ve mahalli Cumhuriyet savcısının sair nedenlere ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde TCK’nın 61/1 ve 22/4. maddelerinde yer alan ölçütlerden olan failin kusuru, meydana gelen zararın ağırlığı, suçun işleniş biçimi ile suçun işlendiği yer ve zaman nazara alınmak suretiyle TCK’nın 3/1. maddesi uyarınca işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde maddede öngörülen alt ve üst sınırlar arasında hakkaniyete uygun bir cezaya hükmolunması gerektiği gözetilmeden, tam kusurlu olarak meydana getirdiği kaza sonucu bir kişinin ölümüne sebebiyet veren sanık hakkında, 2 yıl ile 6 yıl arasında hapis cezası tayin ve takdir etmek durumunda olan yerel mahkemece, teşdidin derecesinde yanılgıya düşülerek, temel cezanın 5 yıl hapis cezası olarak belirlenmesi suretiyle sanığa fazla ceza verilmesi,
2- Olay günü gündüz saat 11:00 sırasında açık havada, meskun mahal dışında bölünmemiş, 2 yönlü, 7,2 metre genişliğindeki yüzeyi kuru, asfalt kaplama, eğimsiz hafif virajlı yolda idaresindeki otomobille seyir halinde bulunan sanığın, virajı alamayarak direksiyon hakimiyetini kaybetmesi ve seyrine göre sağ taraftan yol dışı kalıp aracıyla zeytin tarlasına girerek, tarlada çalışmakta olan ölene çarpmasıyla sonuçlanan olayda; sabıkasız olup pişmanlığını dile getiren ve dosyayaya yansıyan olumsuz bir kişiliği tespit edilmeyen sanık hakkında, müdafinin lehe olan hükümlerin uygulanması yönündeki isteğine rağmen sanığa hükmedilen hapis cezasının adli para cezasına çevrilip çevrilmeyeceğinin tartışılmaması,
3- Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 07/07/2009 tarih 2009/9-62-191 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde TCK’nın 61/1. maddesinin (f) bendinde yer alan “kastın ağırlığı” ve (g) bendinde yer alan “failin güttüğü amaç ve saik” gerekçesine dayanılamayacağının gözetilmemesi,
4- Taksirli suçlarda uygulama olanağı bulunmadığı gözetilmeden, sanık hakkında TCK’nın 53/1. maddesi gereğince hak yoksunluğuna hükmedilmesi,
5- Sanığın sürücü belgesinin suç tarihinde geçerli olup olmadığı araştırılarak, onaylı örneği dosyaya getirtilmeden, yazılı şekilde geri alınmasına karar verilmesi,
6- 5237 sayılı TCK’nın 53/6. maddesinde, 3 aydan az ve 3 yıldan fazla olmamak üzere sürücü belgesinin geri alınabileceği düzenlenmiş olup, aynı Kanunun 3/1. maddesi uyarınca tayin olunacak güvenlik tedbirinin süresinin, fiilin ağırlığı ile orantılı, adalet ve hakkaniyet kurallarına uygun olacak şekilde belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, “suçun işlenmesindeki özellikler”gerekçe gösterilerek, en üst hadden 3 yıl süreyle sürücü belgesinin geri alınmasına karar verilmesi,
7- Gerekçeli karar başlığında suçun işlendiği zaman diliminin gösterilmemesi suretiyle CMK’nın 232/2-c maddesine aykırı davranılması,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafinin ve mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 02.07.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.