YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/23244
KARAR NO : 2014/16347
KARAR TARİHİ : 02.07.2014
Tebliğname No : 12 – 2013/257240
Mahkemesi :Ankara 23. Asliye Ceza Mahkemesi
Tarihi :25.06.2013
Numarası :2012/1261 – 2013/457
Suç :Taksirle öldürme
Taksirle öldürme suçundan sanığın mahkûmiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Odun alım satım işiyle iştigal eden ve bazen de gecekondu yıkım işi alarak çatı odununu alan sanığın, ikametinin yakınındaki gecekondunun çatı odununu 500 TL karşılığında aldığı, olay günü işyerinde bulunduğu ve yıkımı yapılacak gecekonduda 17 yaşındaki oğlu H.. S..’nın bulunduğu esnada, gündüz saat 15:00 sırasında, Hasan’ın arkadaşları olan 1994 doğumlu ölen Ö.. F.. K..1996 doğumlu tanıklar S.. E.. ve A.. D..’ın gecekonduya gittikleri, Hasan’ın, binanın elektriğinin kesilmesi gerektiğini söyleyerek arkadaşı Sefa’dan pense istediği, eve giden tanık Sefa’nın penseyi getirip, Hasan’a verdiği, Hasan’ın arkadaşlarından elektrik direğine çıkarak elektriği kesmelerini istediği, Sefa ve Ayhan’ın kabul etmediği ancak tanıklar Sefa ve Ayhan’ın beyanlarına göre, ölen Ö.. F.. K..’ın, elektriği kesebileceğini söyleyerek direğe çıktığı, tellerle uğraşırken elektrik akımına kapıldığı ve yere düştüğü, hastaneye kaldırılan Ö.. F..’un vücudunda elektrik akımı geçişine ait cilt lezyonu, künt kafa ve genel beden travmasına bağlı kafa kubbe ve kaide kemik kırıklarıyla karakterli beyin doku harabiyeti, kanaması ve iç organ (akciğer) harabiyeti sonucu ertesi gün öldüğü olayda; soruşturma aşamasında, dosyanın tevdi edildiği bilirkişi heyetince düzenlenen ve sanığa kusur izafe eden 04.10.2012 tarihli raporda, sanığın, oğlunun arkadaşı olan ve elektrik işinden anlamayan ölenin, binanın elektriğini kesmek üzere direğe çıkmasını istemesi üzerine, elektrik direğine çıktığı belirtilmiş ise de, bu tespitin dosya kapsamındaki beyan ve diğer delillerle örtüşmediği ve bilirkişilerin iş güvenliği uzmanları olmaması nedeniyle raporunun yetersiz olduğu anlaşıldığından, iş güvenliği uzmanlarından oluşturulacak bilirkişi kurulundan rapor alınmasından sonra, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik araştırma ile yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm tesisi,
Kabule göre de;
a) Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 07/07/2009 tarih 2009/9-62-191 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde TCK’nın 61/1. maddesinin (f) bendinde yer alan “kastın ağırlığı” gerekçesine dayanılamayacağının gözetilmemesi,
b) Sanık hakkında hükmolunan 3 yıl 4 ay hapis cezasının TCK’nın 49/2. maddesi uyarınca kısa süreli olmaması nedeniyle, hükmün esasını teşkil eden kısa kararda ve gerekçeli kararın hüküm kısmında, hürriyeti bağlayıcı cezayı adli para cezasına çevirmenin yasal dayanağını oluşturan TCK’nın 50/4. maddesinin gösterilmemesi ve sanık hakkında hükmedilen hapis cezası, adli para cezasına çevrilirken, adli para cezasının belirlenmesine esas tam gün sayısının belirtilmemesi suretiyle CMK’nın 232/6. maddesi ile TCK’nın 52/3. maddesine aykırı davranılması,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 02.07.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.