Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2013/2301 E. 2014/5530 K. 05.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/2301
KARAR NO : 2014/5530
KARAR TARİHİ : 05.03.2014

Tebliğname no : 12 – 2011/381356
Mahkemesi : Bergama 1. Asliye Ceza Mahkemesi
Tarihi : 21/07/2011
Numarası : 2011/18 – 2011/200
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık

2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
08/10/2013 tarih ve 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 7. maddesine göre, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin tescil kararlarının, 7201 sayılı Tebligat Kanunu uyarınca maliklere tebliğ edileceği; sit alanlarının, tabiat varlıklarının ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin tescil kararlarının da Resmî Gazete’de yayımlanmakla birlikte, Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulacağı, belirtilen değişiklik öncesinde işlenen suçlar bakımından ise, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin olarak, taşınmaza ait tapu kaydının beyanlar hanesinde tescil şerhi bulunup bulunmadığına; sit alanları, tabiat varlıkları ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin olarak, tescil kararının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilip edilmediğine bakılması gerektiği, bu kapsamda somut olay değerlendirildiğinde, suç tarihinde Bergama Belediyesi görevlileri tarafından yapılan kontroller sırasında, sanığın İzmir 2 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 10/07/2002 gün 10785 sayılı kararı ile 3. derece arkeolojik sit alanı olarak tescil edilen ve aynı kurulun 27/09/2006 gün, 2385 sayılı kararı ile koruma amaçlı imar planı uygun bulunan sınırlar dahilinde kalan, İzmir İli, Bergama İlçesi, E. Mahallesi, ..ada .. parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan yapının, yığma tarzda inşa edilmiş çatısının iç bölme duvarları yıkılmak suretiyle kaldırılıp, çelik profil demir ile iskelet üzeri sac levha döşetilerek kapatıldığının tespiti üzerine sanık hakkında açılan kamu davası ile ilgili olarak dosya kapsamında mevcut tarafsız arkeolog bilirkişisi raporunda, İzmir 2 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 06/08/2010 gün 6033 sayılı kararı ile 3. derece arkeolojik sit alanı olarak tescil edilen sınırlar dahilinde kalan yapı üzerindeki müdahalelerin 2863 sayılı Kanun kapsamında fiziki müdahale niteliğinde kaldığının belirtildiği, ilgili Koruma Kurulu tarafından yapılan suç ihbarı ile mahkemeye hitaben gönderilen 28/02/2011 tarihli yazı ve ekleri incelendiğinde, bölgenin 2002 yılında 3. derece arkeolojik sit alanı olarak tescil edilip, 2006 yılında koruma amaçlı imar planın uygun bulunmasına karar verildiği görülmekle, aynı bilirkişiye, Koruma Kurulu’nun 10/07/2002 gün 10785 sayı ve 27/09/2006 gün 2385 sayılı kararlarının, suça konu taşınmazın bulunduğu bölgeyi kapsayıp kapsamadığı konusunda ek rapor düzenlettirilip, sanığın dosya kapsamında mevcut savunmalarında, suça konu yapının bulunduğu bölgenin sit alanı olduğunu bilmediğine ilişkin savunması karşısında, bölgenin 3. derece arkeoloji sit alanı olarak tesciline yönelik 10/07/2002 tarihli ve koruma amaçlı imar planın uygun bulunmasına ilişkin 27/09/2006 tarihli Koruma Bölge Kurulu kararlarının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilip edilmediği, ilan edilmiş ise, sanığın ilan tarihi itibariyle ve uzun zamandır bahse konu bölgede yaşayıp yaşamadığı, bölgenin bu vasfının çevrede yaşayan kişiler tarafından yaygın olarak bilinip bilinmediği, nihayetinde, inşai ve fiziki müdahale gerçekleştirilen yerin 3. derece arkeolojik sit alanı içerisinde kaldığının sanık tarafından bilinmesi gerekip gerekmediğinin tereddütsüz biçimde tespiti ile sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeksizin, eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 05/03/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.