Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2013/22544 E. 2014/12128 K. 20.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/22544
KARAR NO : 2014/12128
KARAR TARİHİ : 20.05.2014

Tebliğname No : 12 – 2012/218093
Mahkemesi : Büyükçekmece 2. Asliye Ceza Mahkemesi
Tarihi : 21/03/2011
Numarası : 2010/1252-2011/179
Suç : Özel hayatın gizliliğini ihlal

Özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın bir nedene dayanmayan diğer temyiz itirazlarının reddine; ancak,
Oluşa ve dosya kapsamına göre; sanık Hakan’ın, bir süre cinsel yakınlık boyutuna varacak düzeyde arkadaşlık ilişkisi içerisinde olduğu katılan Banu tarafından arkadaşlıklarına son verilmesine tepki olarak, facebook adlı sosyal paylaşım sitesinde üyelik işlemleri yapıp, katılan adına oluşturduğu sahte hesapta, katılanın rızası dahilinde çekilmiş resmini, profil fotoğrafı olarak kullandığı ve bu hesap üzerinden başka kişilere ait müstehcen görüntüleri yayınladığı iddia ve kabulüne konu olayda,
Katılanın başını ve yüzünü gösteren, günlük kıyafetleriyle poz vermiş şekilde çektirdiği resminin, özel yaşam alanına ilişkin ve özel hayatının gizliliğini ihlal edecek nitelikte olmaması karşısında, katılanın resmini, isim ve soy ismiyle birlikte hukuka aykırı olarak yayınlayan sanığın TCK’nın 136. maddesinde tanımlanan verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçundan cezalandırılması; ayrıca, oluşturduğu sahte hesapta, katılan tarafından yayınlanıyor algısı doğuracak şekilde cinsel içerikli görüntülere yer vererek, katılanın, onur, şeref ve saygınlığını rencide eden sanığın TCK’nın 125. maddesinde düzenlenen hakaret suçundan mahkumiyetine karar verilmesi gerekirken, suç vasfında yanılgıya düşülerek, yasal ve yeterli olmayan gerekçelerle sanık hakkında TCK’nın 134/2. maddesindeki özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan mahkumiyet hükmü kurulması,
Kabul ve uygulamaya göre de:
1- TCK’nın 61/1. maddesinde yer alan ölçütler nazara alınarak, aynı Kanunun 3/1. maddesi gereğince işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde maddede öngörülen alt ve üst sınırlar arasında hakkaniyete uygun bir cezaya hükmedilmesi gerekirken, temel cezanın asgari hadden tayin edilmesi,
2- Sanığın TCK’nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (c) bendindeki hak ve yetkileri kullanmak yönündeki yoksunluğuna, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından “koşullu salıverilmesine kadar”, diğer kişiler yönünden ise, “hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar” karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, TCK’nın 53. maddesinin (3) numaralı fıkrasına aykırılık oluşturacak şekilde hüküm tesisi, kanuna aykırı,
3- TCK’nın 134/2. maddesinde, kişilerin özel hayatına ilişkin görüntü veya seslerinin ifşası halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası öngörülmüş, fiilin basın ve yayın yoluyla işlenmesi halinde, cezanın yarı oranında artırılacağı düzenlenmiş iken, hükümden sonra 05.07.2012 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanunun 81. maddesi ile TCK’nın 134/2. maddesinde yapılan değişiklikle, temel ceza miktarı iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası olarak belirlenmiş ve ifşanın basın ve yayın yoluyla gerçekleşmesi halinde de aynı cezaya hükmolunacağının belirtilmiş olması nedeniyle; ayrıca, 6352 sayılı Kanunun Geçici 1. maddesinin, “31/12/2011 tarihine kadar, basın ve yayın yoluyla ya da sair düşünce ve kanaat açıklama yöntemleriyle işlenmiş olup; temel şekli itibarıyla adlî para cezasını ya da üst sınırı beş yıldan fazla olmayan hapis cezasını gerektiren bir suçtan dolayı; a) Soruşturma evresinde, 04/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 171 inci maddesindeki şartlar aranmaksızın kamu davasının açılmasının ertelenmesine, b) Kovuşturma evresinde, kovuşturmanın ertelenmesine, c) Kesinleşmiş olan mahkûmiyet hükmünün infazının ertelenmesine, karar verilir.” hükmü ve TCK’nın 134/2. maddesinde öngörülen ceza miktarına göre, TCK’nın 7/2. maddesi gereğince, sanığın hukuki durumunun yeniden tayin ve takdirinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, aynı Kanunun 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı yönünden sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 20.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Başkan V.
S. TARHAN
Üye
A. ER
Üye
M. ALBAYRAK
Üye
İ. ERGÜN
Üye
A. YAĞCI

Kararına uygundur F/A
Yazı İşl.Md.