YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/22273
KARAR NO : 2014/14644
KARAR TARİHİ : 12.06.2014
Tebliğname No : 12 – 2012/235100
Mahkemesi : Ankara 16.Asliye Ceza Mahkemesi
Tarihi : 20.06.2012
Numarası : 2010/635-2012/421
Suç : Taksirle öldürme
Taksirle öldürme suçundan sanıkların mahkûmiyetine ilişkin hükümler, sanıklar müdafileri ve katılanlar vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanıklar müdafilerinin ve katılanlar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Sanık S.. S.. hakkında kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanıklardan F.. D..’in Ankara Şehirlerarası Otobüs Terminalinde yağ bakım servisini işlettiği, ölen 17 yaşındaki T.. Y..’ın bir ay önce bu işyerinde çalışmaya başladığı, diğer sanık S.. S..’in ise otobüs şoförü olup otobüsün bakımı ve yağlamasının yapılması için olay tarihinde otobüsü servise getirdiği, otobüsün servis yağlama kanalına tam yanaşmadan 1,5-2 metre mesafede durduğu, şoför S.. S..’in direksiyonun başında ve otobüsün çalışır vaziyette olduğu, ölenin otobüsün sol tekerinin altında yağlama işlemi yaparken şoför olan sanık S.. S..’e direksiyonu sağa-sola çevir diye komut verdiği sırada kafasının otobüsün sol tekeri ile çamurluk kaportası arasında kaldığı olayda;
İşyerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli önlemlerin alınması ve işçilerin denetlenmesi görevinin sanık Fatih’in sorumluğunda olduğu, sanık Sami’nin kendisine verilen talimat üzerine otobüsün direksiyonunun başına geçtiği, meydana gelen olayda sanığa kusur yüklenmesinin mümkün olmadığı ve kusuru bulunmayan sanığın atılı suçtan beraatine karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesi;
2- Sanık F.. D.. hakkında kurulan mahkûmiyet hükmüne yönelik temyiz itirazların incelenmesine gelince;
5237 sayılı TCK’nın 50. maddesinin uygulanıp uygulanmamasına karar verilirken, sanığın kişiliği sosyal ve ekonomik durumu, suçun işlenmesindeki özellikler nazara alınarak, dosyaya yansıyan bilgi ve kanıtlar isabetle değerlendirilip, denetime olanak verecek ve somut gerekçeler de gösterilmek suretiyle takdir hakkının kullanılmasının gerektiği, olay tarihinde silinme koşulları oluşmuş para cezası mahkumiyeti dışında sabıkasının ve dosyaya yansıyan olumsuz bir davranışının bulunmadığı, 15.03.2011 tarihli duruşmada lehe hükümlerin uygulanması talebinde bulunduğu anlaşılan sanık hakkında “suçun işleniş şekli, kişilik özellikleri, suçun işlenmesindeki özellikler” şeklindeki kanundaki sözcüklerin tekrarından ibaret gerekçeler ile hükmolunan uzun süreli hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine yer olmadığına karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, katılanlar vekilinin ve sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, sanıklar hakkındaki hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 12.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.