YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/22074
KARAR NO : 2014/15634
KARAR TARİHİ : 24.06.2014
Tebliğname No : 12 – 2013/199781
Mahkemesi : İskilip Asliye Ceza Mahkemesi
Tarihi : 27.03.2013
Numarası : 2012/186-2013/64
Suç : Taksirle öldürme
Taksirle öldürme suçundan sanıkların mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanıklar tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanıkların, eksik incelemeye ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Olay günü, arıza bildirimi üzerine ihbara konu bölgeye giden bakım ve onarım ekibinde görevli sanıkların, devrilmiş olan elektrik direğini farketmeleri üzerine havanın kararmak üzere oluşu ve başka arıza ihbarlarının da bildirilmesi nedeniyle, işin ertesi güne sarkacağından gerideki harici tip topraklı ayrıcının kolunu kilitlemeden bazı grup köylerin elektrik enerjisini kestikleri, kesilen elektrik nedeniyle elektrik verilemeyen köylerden birinde ikamet eden ve daha önce de benzer arızalara kendi kendine müdahale eden yetişkin sanığın, ertesi gün kesik olan elektriği tamir etmek için yanına arkadaşlarını da alarak üzerine vazife olmadan ve yetkisi de bulunmadan, yapacağı işin tehlikesinin de farkında olarak, hiçbir koruyucu malzeme kullanmadan arızayı kendi insiyatifi ile sanıklardan habersiz şekilde gidermek için harici tip topraklı ayırıcının yanına gidip direğe tırmanmaya başladığı, çıkışı engelleyen demir korkulukları da aşarak arızayı gidermek için uğraştığı sırada elektrik akımına kapılarak hayatını kaybettiği olayda, ayırıcı kolunun kaldırılması ya da indirilmesi hallerinde dahi tırmandığı direkte elektrik olabileceğini öngörmesine rağmen yetkisizce arızayı gidermek için tam kusurlu şekilde kolu kaldırarak tırmandığı direkte engelleyici demirleri geçtikten sonra direğin tepe kısmında fincanlardaki sigortalarla uğraşırken elektrik akımına kapılarak düşmesi şeklinde gerçekleşen olayda, sırf ayırıcının kolunu kilitlememekten ibaret eylemleri nedeniyle sanıklara kusur atfeden, oluşa ve dosya kapsamına uygun olmayan bilirkişi raporlarına itibar edilerek, sanıkların beraatleri yerine yazılı şekilde mahkumiyetlerine karar verilmesi,
Kabule göre de;
2-Taksirli suçlarda uygulama olanağı bulunmadığı gözetilmeden, sanıklar hakkında TCK’nın 53/1. maddesi gereğince hak yoksunluğuna hükmedilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanıkların temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca isteme uygun olarak BOZULMASINA, 24.06.2014 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY YAZISI:
1-Elektrik arıza bildirimi üzerine bakım ve onarım ekibi olarak olay yerine giden sanıkların elektrik direklerinden birinin devrilmiş halde olduğunu görmeleri üzerine, havanın kararmak üzere olması ve başka arıza ihbarlarının da bulunması nedeniyle mevcut arızayı bir sonraki gün gidermek üzere bölgeye enerji sağlayan harici tip topraklı ayırıcıyı geçici olarak açarak enerjiyi kestikleri, ancak ayırıcı kolunu kilitlemeden olay yerinden ayrıldıkları, enerji kesintisine uğrayan köylerden birinin sakini olan ölenin, elektrik idaresinden habersiz olarak arızayı gidermek için ayırıcı kolu kilitlenmeden bırakılan direğe tırmanarak kendi kendine asli kusurlu şekilde sigorta değiştirme işlemi sırasında dikkatsiz ve tedbirsiz davranarak elektrik akımına kapılıp yere düşmesi şeklinde gerçekleşen olayda, daha önce de benzer arızaları giderdiği bilinen ölenin eylemi ile ilgili ayırıcı kolu kilitlememeleri nedeniyle sanıkların tali kusurlu olduklarının kabulü yerine, sanıklara asli kusur atfeden bilirkişi raporlarına itibarla alt hadden uzaklaşılarak ceza tayini,
2-Taksirli suçtan sanıklara verilen uzun süreli hürriyeti bağlayıcı cezanın, TCK’nın 50/4. Maddesi uyarınca diğer koşulların varlığı halinde adli para cezasına çevrilmesi mümkün iken ve sanıkların her birinin lehe hükümlerin uygulanması talebine rağmen, “Sanıklara verilen cezanın miktarı nedeniyle yasal şartları oluşmadığından seçenek yaptırımlara çevrilmesine yer olmadığına” şeklindeki hatalı gerekçe ile TCK’nın 50/4. maddesi uyarınca adli para cezasına çevrilmemesine karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olduğundan çoğunluk görüşüne katılmıyorum.