Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2013/21883 E. 2014/13435 K. 02.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/21883
KARAR NO : 2014/13435
KARAR TARİHİ : 02.06.2014

Tebliğname No : 12 – 2013/214235
Mahkemesi : Gaziantep 14. Asliye Ceza Mahkemesi
Karar Tarihi : 11/04/2013
Numarası : 2012/449 – 2013/391
Suç : Taksirle öldürme

Taksirle öldürme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii ve katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin ve katılan vekilinin kusura ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanığın idaresindeki şehir içi halk otobüsü ile, gündüz vakti,iki yönlü,9 metre genişlikteki yolda otobüs durağında durduğu, ölenin otobüsün ön kapısından indiği, yol içerisinde yürüdüğü sırada,sanığın idaresindeki otobüsle ölene yaya kaldırımına 50 cm lik mesafede çarpması sonucu ölenin yere düştüğü,otobüsün ölenin sağ ayağının üzerinden geçtiği, yaralı olarak hastaneye kaldırıldığı,ölenin tedavi gördüğü hastanelerce düzenlenen raporlarda özetle; Gaziantep Üniversitesi Şahinbey Araştırma ve Uygulama Hastanesi’nin 20.02.2012 tarih, 1001534 sayılı rapor da: Sağ bacakta diz altından başlayıp ayak plantar ve dorsal yüzü kapsayan ciddi doku defekti ve sağ fibulada kırık olduğu, safen vende kesi olduğu ve bağlandığı, plastik cerrahi servisinde yer olmadığı için dış merkeze yönlendirildiği, Gaziantep Avukat Cengiz Gökçek Devlet Hastanesi’nin 05.03.2012 tarihli, 439 sayılı epikrizinde: Sağ cruriste topuk bölgesini ve tüm crurisi içine alan 30cm.’lik dekole kesi olduğu, sağ ayakta topuk ve taban derisinin dekole olduğu, nekroze olan kısımların debride edildiği, daha sonra gelişen defekt sebebiyle Gaziantep Üniversitesi Şahinbey Araştırma ve Uygulama Hastanesi’ne sevk edildiği, Gaziantep Üniversitesi Şahinbey Araştırma ve Uygulama Hastanesi Plastik Cerrahi Servisi’nin 05.03.2012 tarih, 1001534 sayılı muayenesi ve 16.03.2012 tarihli operasyon sonucu değerlendirilmede: Sağ diz altında ayak 2. 5. parmaklar metakarpal ekleme kadar sirküler defekt olduğu, sağ ayak 1. parmağın ampute olduğu, tibialis anteriorve plantar kasların tendonlarının açıkta olduğu, her iki uyluktan alınan STDG ile defektlerin kapatıldığının belirtildiği,Gaziantep Üniversitesi Şahinbey Araştırma ve Uygulama Hastanesi Anabilim Dalının 26.03.2012 tarihinde 1001534 sayılı muayenesinde,her iki uyluk ön yüzlerde tama yakın greft donör alanlar olduğu, sağ ayak diz altından itibaren greftlendiği için net değerlendirilemediği, sağ diz altından itibaren 40cm. boyunca tama yakın doku kaybı olduğu sonuç olarak; Kişide “trafik kazası” nedeniyle oluştuğu bildirilen “sağ safen vende kesi, sağ diz altından itibaren cruris ve ayak dorsal yüzünde tama yakın doku kaybı, sağ ayak 1. parmak amputasyonu, sağ fıbula kırığı” arızalarının; yaşamını tehlikeye sokan bir duruma neden olduğu, basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olmadığı,vücuttaki kemik kırıklarının hayat fonksiyonlarına etkisi orta (3) derecede etkileyecek nitelikte olduğu,duyu veya organlardan birisinin sürekli zayıflaması veya yitirilmesi yönünden değerlendirilebilmesi için olay tarihinden 1 yıl sonra değerlendirileceğinin belirtildiği, ölenin taburcu olduktan yaklaşık 1 ay sonra 06/06/ 2012 tarihinde vefat ettiği, 06/06/2012 tarihinde yapılan ölü muayenesi sonucu Adli Tıp Uzmanı; Kesin ölüm sebebinin, kişinin uzun süre immobilizasyonuna bağlı derin baldır venlerinden kaynaklanan trambusun kalbe atılmasıyla (kalbe pıhtı atılmasıyla) gerçekleştiğinin belirtildiği anlaşılmıştır.
Ölenin tedavi gördüğü tüm hastanelerden tıbbi evraklarının temin edilerek,maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkması için dosyanın Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas dairesine gönderilerek,kaza ile ölüm arasında illiyet bağının bulunup bulunmadığının tespit edilmesi, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun yeniden tayin ve takdir edilmesi gerektiği,
Kabule göre de;
1-Sanık hakkında hükmolunan 2 yıl 6 ay hapis cezasının TCK’nın 49/2. maddesi uyarınca kısa süreli olmaması nedeniyle, hükmün esasını teşkil eden kısa kararda ve gerekçeli kararın hüküm kısmında, hürriyeti bağlayıcı cezayı adli para cezasına çevirmenin yasal dayanağını oluşturan TCK’nın 50/4 maddesinin gösterilmemesi, sanık hakkında hükmedilen hapis cezası, adli para cezasına çevrilirken, adli para cezasının belirlenmesine esas tam gün sayısının belirtilmemesi suretiyle CMK’nın 232/6. maddesi ile TCK’nın 52/3. maddesine aykırı davranılması,
2-Sanık hakkında hükmolunan 2 yıl 6 ay hapis cezasının adli para cesasına çevrilirken sonuç cezanın 18.200 TL olması gerekirken 18.000 TL olarak belirlenmek suretiyle eksik cezaya hükmedilmesi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 02/06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.