Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2013/21516 E. 2014/12127 K. 20.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/21516
KARAR NO : 2014/12127
KARAR TARİHİ : 20.05.2014

Tebliğname No : 12 – 2012/210569
Mahkemesi : İstanbul 5. Çocuk Mahkemesi
Tarihi : 06/12/2011
Numarası : 2011/160-2011/878
Suçlar : Hakaret, özel hayatın gizliliğini ihlal

Özel hayatın gizliliğini ihlal ve hakaret suçlarından suça sürüklenen çocuğun mahkumiyetine ilişkin hükümler, suça sürüklenen çocuk müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, suça sürüklenen çocuk müdafiinin bir nedene dayanmayan diğer temyiz itirazlarının reddine; ancak,
Oluşa ve dosya kapsamına göre; suça sürüklenen çocuk Muhammet’in, kız arkadaşına yönelen tehditlerin sorumlusu olarak gördüğü mağdur Gönül’e tepki olarak, mağdurun facebook adlı sosyal paylaşım sitesinde yer alan resmini, bilgisi ve rızası dışında ele geçirip, mağdurun adı ve soyadının önüne incitici ibareler yazarak ve ele geçirdiği mağdura ait resmi kullanarak, aynı sitede mağdur adına sahte profil oluşturduğu olayda,
Mağdurun kendi facebook hesabında yer alan günlük kıyafetleriyle poz vermiş şekilde çektirdiği resminin, özel yaşam alanına ilişkin ve özel hayatının gizliliğini ihlal edecek nitelikte olmadığı; ayrıca, mağdura yönelik incitici ibarelerin sahte hesap açıldığı sırada yazıldığı nazara alındığında, mağdurun resmini, onun onur, şeref ve saygınlığını rencide eden ibarelerle beraber hukuka aykırı olarak yayan suça sürüklenen çocuğun eyleminin verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme ve hakaret suçlarını oluşturacağı; ancak, bir fiil ile birden fazla farklı suçun oluşmasına neden olan suça sürüklenen çocuğun, TCK’nın 44. maddesi gereğince, daha ağır cezayı gerektiren verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçundan cezalandırılması, hakaret suçundan ise hüküm verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, yasal ve yeterli olmayan gerekçelerle, suça sürüklenen çocuk hakkında özel hayatın gizliliğini ihlal ve hakaret suçlarından ayrı ayrı mahkumiyet hükmü kurulması,
Kabul ve uygulamaya göre de:
1- Hakaret suçundan temel ceza tayin edildiği sırada, uygulanan Kanun maddesinin “TCK’nın 125/2. maddesi atfıyla aynı Kanunun 125/1. maddesi” yerine, “TCK’nın 125/2. maddesi” olarak gösterilmesi,
2- TCK’nın 61/1. maddesinde yer alan ölçütler nazara alınmak, dosyaya yansıyan bilgi ve kanıtlar birlikte ve isabetle değerlendirilip, denetime olanak verecek ve somut gerekçeler de gösterilmek suretiyle, aynı Kanunun 3/1. maddesi uyarınca işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde maddelerde öngörülen alt ve üst sınırlar arasında hakkaniyete uygun bir cezaya hükmolunması gerekirken, temel cezaların asgari hadden tayin edilmesi,
3- Suçların, belirli olmayan ve birden fazla kişi tarafından algılanabilme imkanı bulunan facebook adlı sosyal paylaşım sitesinde işlendiğinin kabul edilmesi karşısında, suça sürüklenen çocuğa tayin olunan temel cezalarda, TCK’nın 125/4 ve karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan TCK’nın 134/2-2. maddeleri gereğince artırım yapılması gerektiği gözetilmeden, anılan maddelerin uygulanmaması suretiyle, suça sürüklenen çocuğa eksik ceza tayini,
4- Hükümlerin esasını teşkil eden kısa kararda ve gerekçeli kararın hüküm fıkrasında, suça sürüklenen çocuğa hükmedilen hapis cezalarının adli para cezasına çevrilmesine karar verilirken, suça sürüklenen çocuk hakkında belirlenen tam gün sayılarının gösterilmemesi suretiyle TCK’nın 52/3. maddesine aykırı hareket edilmesi,
5- TCK’nın 52. maddesinin 4. fıkrasındaki, “Hâkim, ekonomik ve şahsî hâllerini göz önünde bulundurarak, kişiye adlî para cezasını ödemesi için hükmün kesinleşme tarihinden itibaren bir yıldan fazla olmamak üzere mehil verebileceği gibi, bu cezanın belirli taksitler hâlinde ödenmesine de karar verebilir. Taksit süresi iki yılı geçemez ve taksit miktarı dörtten az olamaz. Kararda, taksitlerden birinin zamanında ödenmemesi hâlinde geri kalan kısmın tamamının tahsil edileceği ve ödenmeyen adlî para cezasının hapse çevrileceği belirtilir.” şeklindeki düzenleme karşısında, lise 2. sınıf öğrencisi olup, herhangi bir işi ve aylık geliri bulunmayan sabıkasız suça sürüklenen çocuk hakkında, hükmedilen 1.200,00 ve 4.800,00 TL miktarındaki sonuç adli para cezalarının, suça sürüklenen çocuğun ekonomik ve şahsi haline uygun olacak şekilde taksitlendirilmesine karar verilmesi gerekirken, “Cezanın sosyal etkisi ve uyarma amacı” şeklindeki yasal ve yeterli olmayan gerekçeye dayalı olarak, taksitlendirme yapılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
6- TCK’nın 134/2. maddesinde, kişilerin özel hayatına ilişkin görüntü veya seslerinin ifşası halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası öngörülmüş, fiilin basın ve yayın yoluyla işlenmesi halinde, cezanın yarı oranında artırılacağı düzenlenmiş iken, karardan sonra 05.07.2012 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanunun 81. maddesi ile TCK’nın 134/2. maddesinde yapılan değişiklikle, temel ceza miktarı iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası olarak belirlenmiş ve ifşanın basın ve yayın yoluyla gerçekleşmesi halinde de aynı cezaya hükmolunacağının belirtilmiş olması nedeniyle; ayrıca, 6352 sayılı Kanunun Geçici 1. maddesinin, “31/12/2011 tarihine kadar, basın ve yayın yoluyla ya da sair düşünce ve kanaat açıklama yöntemleriyle işlenmiş olup; temel şekli itibarıyla adlî para
cezasını ya da üst sınırı beş yıldan fazla olmayan hapis cezasını gerektiren bir suçtan dolayı; a) Soruşturma evresinde, 04/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 171 inci maddesindeki şartlar aranmaksızın kamu davasının açılmasının ertelenmesine, b) Kovuşturma evresinde, kovuşturmanın ertelenmesine, c) Kesinleşmiş olan mahkûmiyet hükmünün infazının ertelenmesine, karar verilir.” hükmü ve TCK’nın 125/1 ile 134/2. maddelerinde öngörülen ceza miktarlarına göre, TCK’nın 7/2. maddesi gereğince, suça sürüklenen çocuğun hukuki durumunun yeniden tayin ve takdirinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş olup, suça sürüklenen çocuk müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, aynı Kanunun 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı yönünden suça sürüklenen çocuğun kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 20.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.