YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/21477
KARAR NO : 2014/18567
KARAR TARİHİ : 24.09.2014
Tebliğname no : 12 – 2012/209941
Mahkemesi : Bodrum 1. Asliye Ceza Mahkemesi
Tarihi : 15/03/2012
Numarası : 2010/40 – 2012/374
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
2863 sayılı Kanun’a aykırılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii ve katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Katılan vekilinin temyiz isteminde bulunduktan sonra, dosyaya ibraz ettiği 28/03/2012 tarihli dilekçe ile Muğla Muhakemat Müdürlüğü’nün 23/03/2012 tarih ve 810 sayılı yazısı üzerine hükmün temyizinden vazgeçtiklerini bildirmesi karşısında; sanık müdafiinin temyiz istemleri ile sınırlı olarak yapılan incelemede:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre sanık müdafinin, yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Kültür ve Tabiat Varlıkları Yüksek Kurulu’nun 03/07/1987 gün 3492 sayılı kararı ile 3. derece doğal sit alanı olarak tescil edilen sınırlar dahilinde yer alıp, aynı Kurul’un 21/12/2003 gün 2971 sayılı kararı ile uygun bulunan Bodrum Koruma Amaçlı İmar Planı’nda 1. derece etkilenme geçiş alanı içerisinde ve 10/06/2003 gün 2434 sayılı kararı ile tescil edilen mezarlık alanının karşısında yer alan Muğla ili, Bodrum ilçesi, Eskiçeşme mahallesi, Türbealtı mevki, 4 ada 24 parsel sayılı taşınmaz üzerinde ilgili Koruma Kurulu’ndan izin alınmadan iş makineleri vasıtasıyla hafriyat çalışmaları yapıldığından bahisle açılan kamu davası ile ilgili olarak; dosya kapsamında mevcut serbest arkeolog, inşaat mühendisi ve fen bilirkişi tarafından ortak olarak düzenlenen 02/06/2010 tarihli raporda, yapılan çalışmanın sit alanına fiziki müdahale niteliğinde olduğunun belirtildiği, sanığın savunmalarında, çalışma yapmak için ilgili belediyeden izin aldığını beyan etmesine karşın, tescilli taşınmazlar üzerinde 2863 sayılı Kanun’un 9. maddesi gereğince çalışma yapmak için Koruma Bölge Kurulları’ndan izin alınması gerektiği, dosya kapsamı itibariyle suç tarihini kapsayacak şekilde Koruma Kurul’u tarafından taşınmaz üzerinde hafriyat yapılmasına ilişkin herhangi bir iznin bulunmadığı; kaldı ki, tespit tarihinden sonra 02/04/2010 tarihinde mahallinde yapılan keşif sırasında, iş makinesi vasıtasıyla halen hafriyat çalışması yapılıyor olması hususu dikkate alındığında, sanığın bahse konu arazide çalışma yapmak için Koruma Kurulu’na müracaat edilmesi gerektiğini bilmediğine ilişkin beyanına itibar edilemeyeceği değerlendirilmekle birlikte, Bodrum Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürlüğü’nün 15/08/2011 tarihli yazısında; suça
konu taşınmazla ilişkin olarak, Muğla Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 09/10/2010 gün 6552 sayılı kararına istinaden, 23/10/2010 tarih, 2010/105 cilt ve 31/12/2010 tarih 2010/132 cilt numaralı inşaat ruhsatlarının verilmiş olduğunun belirtildiği görülmekle; Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 13/03/1995 tarih ve 1995/9-41-64 sayılı kararın da vurgulandığı üzere, suç tarihinden sonra sunulan projelerin Kurul’un sözü edilen kararları ile uygun olduğuna karar verilmesi halinde, atılı suçun manevi unsurunun oluşmayacağına ilişkin içtihadı dikkate alınarak, bahse konu Koruma Kurul’u kararının bir örneği dosyaya getirtilerek, suça konu taşınmaza ilişkin hazırlanan projenin onaylanıp onaylanmadığı, uygulamaların onaylı projeye aykırılık taşıyıp taşımadığı tesbit edilerek bu kapsamda, sanığa atılı suçun manevi unsurunun oluşup oluşmadığı tespit edilerek, sonucuna göre; hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiğinin gözetilmemesi,
Kabul ve uygulamaya göre de;
1-Bünyesinde koruma, uygulama denetim büroları kurulan idarelerden izin almaksızın veya izne aykırı olarak izinsiz inşai ve fiziki müdahalede bulunanların, 2863 sayılı Kanun’un 65/d maddesi gereğince cezalandırılması gerekeceği; bu kapsamda, suça konu taşınmazın bulunduğu ilde suç tarihi itibariyle il özel idaresi bünyesinde koruma, uygulama denetim bürosu kurulup kurulmadığı araştırılıp; eğer kurulmuş ise, taşınmazın bulunduğu yerin il özel idaresi bünyesinde kurulan koruma, uygulama denetim bürosunun sorumluluk alanı kapsamında olup olmadığı hususu tespit edilip, hükümden sonra, 08/10/2013 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanun’un 65/1 ve 65/4 maddeleri gereğince sanığın hukuki durumunun yeniden takdir ve tayininde zorunluluk bulunması,
2-5237 sayılı TCK’nın 53/1-c maddesinde belirtilen güvenlik tedbirinin, aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca cezası ertelenen hükümlü hakkında kendi alt soyu üzerindeki yetkileri bakımından uygulanamayacağının gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince, hükmün isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 24/09/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.