YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/21147
KARAR NO : 2014/10801
KARAR TARİHİ : 05.05.2014
Tebliğname No : 12 – 2012/217417
Mahkemesi : İzmir 16. Sulh Ceza Mahkemesi
Tarihi : 04/06/2012
Numarası : 2011/849-2012/1333
Suç : Özel hayatın gizliliğini ihlal, cinsel taciz
Özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, mahalli Cumhuriyet savcısı ve sanık, cinsel taciz suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, mahalli Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, mahalli Cumhuriyet savcısının mağdura katılma hakkının hatırlatılmadığına ilişkin yerinde görülmeyen, sanığın bir nedene dayanmayan diğer temyiz itirazlarının reddine; ancak,
1- Oluşa ve dosya kapsamına göre, öncesinde birbirlerini tanımayan sanık Ferhat ile mağdur Sevim’in hasta ziyareti için geldikleri hastanenin kafeteryasında karşılaştıkları, mağdurun karşısında oturan sanığın, vücudunu tamamen mağdura doğru çevirdikten sonra uzun süre ona baktığı, sanığın itici oturuşundan ve ısrarlı bakışlarından rahatsızlık duyan mağdurun yerinden kalkıp bayanlar için tahsis edilmiş lavaboya gittiği ve ihtiyacını gidermek için girdiği tuvalette eğildiği sırada, bilahare ayakkabılarından teşhis ettiği sanık tarafından kameralı ve gri renkli bir cep telefonunun kapı altındaki boşluktan içeri doğru uzatıldığını fark edip, bağırarak yardım istemesi üzerine, cep telefonunu geri çekip, tuvaletten hızla ayrılan sanığın, ertesi gün kolluk görevlileri tarafından yakalandığı ve sanığa ait kameralı ve gri renkli cep telefonunda mağdura ait herhangi bir görüntünün tespit edilemediği olayda,
Sürekli takip ve gözetim altında bulundurduğu mağdurun fiziksel mahremiyetini içeren görüntüsünü kaydetme kastını taşıyan sanığın eyleminde özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun yasal unsurlarının oluştuğu; ayrıca, sanığın, cinsel arzu ve isteklerini tatmin maksadına yönelik eylemiyle cinsel taciz suçunu da işlediği, bir fiil ile birden fazla farklı suçun oluşmasına neden olan sanığın, TCK’nın 44. maddesi gereğince, daha ağır cezayı gerektiren özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan cezalandırılması, cinsel taciz suçundan ise hüküm verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, eylemin bir bütün halinde özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturduğundan bahisle, yasal ve yerinde olmayan gerekçelerle, sanık hakkında cinsel taciz suçundan beraat hükmü kurulması,
2- Görüntü kaydetmeye elverişli cep telefonuyla çekim yapmak isteyen sanığın, mağdurun durumu fark etmesinden dolayı kaydı gerçekleştiremeyip, elinde olmayan sebeplerle eylemini tamamlayamaması ve tuvaletin dışından iç kısımda bulunan mağdura baktığına dair bir iddia ve delil de bulunmaması karşısında, sanığın subut bulan eyleminin görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturacağı ve fiilin teşebbüs aşamasında kaldığı gözetilerek, sanık hakkında TCK’nın 134/1-2 ve 35. maddeleri gereğince mahkumiyet kararı verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek, sanığın eyleminin özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun basit halini oluşturduğunun kabulüyle sanık hakkında TCK’nın 134/1-1. maddesi gereğince mahkumiyet kararı verilmesi,
Kabul ve uygulamaya göre de:
a) TCK’nın 61/1. maddesinde yer alan ölçütler nazara alınarak, aynı Kanunun 3/1. maddesi gereğince işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde TCK’nın 134/1-1. maddesinde öngörülen alt ve üst sınırlar arasında hakkaniyete uygun bir cezaya hükmedilmesi gerekirken, hüküm fıkrasında teşdiden ibaresine de yer verilmesine rağmen temel cezanın asgari hadden tayin edilmesi suretiyle hükmün karıştırılması,
b) Sanığın, adli sicil kaydında yer alan Denizli 4. Sulh Ceza Mahkemesinin 22.06.2009 tarih, 2009/4 esas, 2009/412 karar sayılı ilam içeriğine göre, tekerrüre esas nitelikte cezası bulunduğu halde, tekerrür hükümlerinin uygulanmaması, kanuna aykırı,
3- Karardan sonra 05.07.2012 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanunun 81. maddesi ile TCK’nın 134/1. maddesinde yapılan değişikliğe göre hapis cezasının üst sınırı itibariyle 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun 11. maddesi uyarınca davaya bakma görevinin Asliye Ceza Mahkemesine ait olması nedeniyle görevsizlik kararı verilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş olup, mahalli Cumhuriyet savcısı ve sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 05.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.