Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2013/21084 E. 2014/14994 K. 17.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/21084
KARAR NO : 2014/14994
KARAR TARİHİ : 17.06.2014

Tebliğname no : 12 – 2013/225926
Mahkemesi : Bayramiç Sulh Ceza Mahkemesi
Tarihi : 07/05/2013
Numarası : 2012/108- 2013/119
Suç : Trafik güvenliğini tehlikeye sokma

Trafik güvenliğini tehlikeye sokmak suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, mahalli Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
5237 sayılı TCK’nın 179/3. maddesinde düzenlenen; alkol ve uyuşturucu madde etkisiyle veya başka bir nedenle “emniyetli bir şekilde” araç kullanamayacak kişinin, bu halde araç kullanması suçu kasıtla işlenebilecek bir suçtur. Alkol ve uyuşturucu maddenin sırf kullanılmış olması bu suçun oluşması için yeterli olmamakla birlikte Adli Tıp Kurumu 5. İhtisas Kurulu raporlarında istikrarlı bir şekilde vurgulandığı üzere; alkollü bir şekilde trafikte seyreden bir sürücünün alkol konsantrasyonu hangi seviyede olursa olsun bireysel farklılıklar göstermekle birlikte trafik güvenliği açısından değişen derecelerde risk oluşturabileceği, ancak bu durumun tehlike arz edecek düzeyde olup olmadığı, dolayısıyla sürücünün tesiri altında bulunduğu alkol seviyesinde araç kullanması halinde, güvenli sürüş yeteneğini kaybedip etmediği, bireyin o andaki sürüş ehliyetini belirleyebilecek dikkat, algı, denge, refleks, psikomotor ve nöromotor koordinasyon gibi nörolojik, nistagmus, akomadasyon, görme gibi oftalmolojik ve genel durumunun tespitine yönelik detaylı dahili muayenesine yönelik tıbbi verilerin değerlendirilmesi ile mümkün olabileceği, ancak böyle bir tespit yapılmamış olsa bile bireysel farklılıkları da elimine edebilecek şekilde 1.00 promilden yüksek olarak saptanan alkol düzeyinin, güvenli sürüş yeteneğini kaybettireceğinin, bilimsel olarak kabulü gerektiği anlaşılmakla;
İncelenen dosyada 1.77 Promil alkollü olarak araç kullandığı tespit edilen sanığın,soruşturma aşamasında suçunu samimi şekilde ikrar ettiği ancak kovuşturma aşamasındaki ifadesinde ikrarından döndüğü , sanığın arkadaşı tanık E.. S..’ın soruşturma ve kovuşturma aşamasında çelişkili beyanlarda bulunduğu , ilgili kolluk tarafından düzenlenen 10/03/2013 tarihli resmi tutanağın tutanak tanığı H.. A.. tarafından doğrulandığı ancak tüm bunlara rağmen çelişkili ifadeler veren sanık M.. Ö..’un ve tanık E.. S..’ın beyanlarına öncelik verilerek sanığın atılı suçtan mahkümiyetine karar verilmesi gerektiği halde, beraatine karar verilmesi isabetsiz olup, mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, hükmün isteme uygun olarak BOZULMASINA, 17.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.