Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2013/20946 E. 2014/1601 K. 27.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/20946
KARAR NO : 2014/1601
KARAR TARİHİ : 27.01.2014

Tebliğname no : 12 – 2013/259089
Mahkemesi : Salihli 2. Asliye Ceza Mahkemesi
Tarihi : 21/02/2012
Numarası : 2011/525 – 2012/998
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık

2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanıkların mahkumiyetlerine ilişkin hüküm, sanık A.. Ş.. müdafii, sanıklar M.. Ç.. ve M.. A.. ile müşteki Manisa İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Suçtan zarar gören Manisa İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü adına hazine vekilinin temyiz istemi, davaya katılma talebi olarak değerlendirilmiş olup, müşteki kurumun 5271 sayılı CMK’nın 237/2 maddesi uyarınca kamu davasına katılan olarak kabulüne karar verilmek suretiyle yapılan incelemede;
Köprübaşı İlçe Jandarma Komutanlığına yapılan bir ihbar üzerine, 19.04.2011 tarihinde kolluk görevlilerince olay yeri olan Y. köyü, A.Çeşmesi mevkiine gidildiği, 4 metre derinliğinde ve 3,5 metre genişliğinde bir çukurun kazılmış olduğunun tespit edildiği, ertesi gün olan 20.04.2011 tarihinde ayrıntılı inceleme yapmak için kolluk görevlilerince tekrar bu kazı yapılan alana gidildiğinde, kazı alanının yanında sanıkların olduğunun görüldüğü, etrafta yapılan araştırmada kazı yapılan yere 3 metre mesafede bir kaya dibinde bond tipi çantanın bulunduğu ve sanıkların rızası ile içine bakıldığında 1 adet spectra marka maden arama cihazı ile bu cihazın ikili sabitleme şişi, sinyal vericisi, bağlantı kablosu ve anteninin olduğunun görüldüğü, yine bu çantanın yanında yere bırakılmış vaziyette 2 adet 30 cm ebadında, uçları sarı renkte metal çubukların olduğu tespit edildiği ve suç eşyalarına el koyma işleminin yapıldığı, her ne kadar sanıkların ifadelerinde su bulmak amacıyla kazı yaptıklarını ve dedektörü de bu amaçla getirdiklerini beyan etmiş iseler de, kazı yapılan alanın sanıklara ait bir arazi olmaması nedeni ile beyanlarının inandırıcı olmadığı kanaatine varılmış, böylece sanıkların define bulmak amacıyla kazı yaptıkları anlaşılmakla,

yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık A.. Ş.. müdafii ile sanıklar M.. A.. ve M.O.Ç.’ın üzerlerine atılı suçu işlemediklerine ve beraatlerine karar verilmesi gerektiğine yönelik yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Dava konusu yerde, üniversitelerin arkeoloji ve sanat tarihi kürsülerine mensup öğretim üyelerinden oluşan bilirkişi kurulu ile keşif yapılarak, suça konu yerin, sit alanı ya da 2863 sayılı Kanun kapsamında korunması gerekli taşınır kültür varlığı olup olmadığı hususunun tartışmasız olarak tespiti ile sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak, sanıklar hakkında 2863 sayılı Kanunun 74/1-2.cümlesinin tatbik edilmesi,
2-Hükümde sanıklar hakkında 2863 sayılı Kanunun 74/1. maddesi gereğince verilen hapis cezasının, aynı Kanunun 74/1-2.cümlesi uyarınca ve bulunan süre üzerinden TCK’nın 62. madde uyarınca indirilmesi neticesinde 1 yıl 1 ay 10 gün hapsin belirlenmesi gerekirken, 1 yıl 1 ay hapis cezasının belirlenmesi suretiyle sanıklar hakkında eksik cezaya hükmedilmesi,
3-Sanıklar A.. Ş.. ve M.. Ç..’ın cezalarının 5237 sayılı Kanunun 58. maddesi gereğince mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmiş ise de; evvelce hapis cezasına ilişkin hükümlülüklerinin bulunmadığı ve adli sicil kayıtlarında yer alan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin adli sicil kayıtlarının tekerrüre esas alınamayacağı gözetilmeden, sanıklar hakkındaki cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanık A.. Ş.. müdafii, sanıklar M.. A.. ve M.O.Ç. ile katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 27.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.