Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2013/20845 E. 2014/12767 K. 26.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/20845
KARAR NO : 2014/12767
KARAR TARİHİ : 26.05.2014

Tebliğname No : 12 – 2012/239474
Mahkemesi : Kilis 2. Asliye Ceza Mahkemesi
Tarihi : 24/04/2012
Numarası : 2010/520 – 2012/222
Suç : Taksirle öldürme

Taksirle öldürme suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm,katılanlar vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
22.08.2010 tarihinde ölen S.. F..’in kızı M.. M.. refakatinde genel durum bozukluğu, ateş ve tansiyon yüksekliği, uykuya meyilli halde Kilis Devlet Hastanesi’ne getirildiği, acil serviste görevli sanık doktor tarafından yapılan tetkikler sonrası evine gönderildiği, aynı gün fenalaşarak 112 acil servis tarafından yeniden hastaneye getirildiği, hastanede yapılan müdahelelere rağmen, 22.08.2010 tarihli ölüm belgesine göre şahsın kardiak arrest, kalp yetmezliği nedeni ile öldüğü olayda; Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Kurulu raporuna göre,”Her ne kadar ölüm belgesinde ölümün kalp yetmezliği sonucu meydana gelmiş olduğu bildirilmiş ise de; EKG bulunmaması ve otopsi yapılmamış olması nedeniyle, mevcut bulgularla ölüm sebebinin belirlenemediği, Hastada laboratuvar bulgularında saptanan sodyum ve klor düşüklüğünün son 24 saatte gelişen bir bulgu mu olduğu, yoksa kendi hastalık öyküsünde kalp yetmezliğine bağlı kullanılan ilaçlar nedeniyle kronik hiponatrerai mi olduğunun kesin ayrımı yapılamamakla birlikte ölçüm yapıldığı sırada hastanın bilinç bulanıklığı, huzursuzluk, bulantı bulgularının olmadığı dikkate alındığında, tablonun kronik hiponatremi lehine olduğu, her iki durumda da hekimin hastayı yatırıp tedavi etmesi gerektiği, yatırmamasının eksiklik olduğu, yatırılarak tedavi edilmesi durumunda da ani ölüm oluşmasının mümkün olduğunun belirtilmesi nedeniyle sanık hakkında beraat kararı verilmiş ise de, sanığın öleni takip ve tedavisinde herhangi bir eksiklik bulunup bulunmadığının yapılan müdahale ve tetkiklerin yeterli olup olmadığının ve şahsın ölümünde sanığın tıbbi açıdan kusurunun bulunup bulunmadığının kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi için Adli Tıp Kurumu 3.İhtisas Kurulundan rapor alındıktan sonra sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiği, gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde beraatine karar verilmesi,
Kabüle görede;
1-Müşteki İ.. A.. hakkında katılma kararı verilmediği halde karar başlığında katılan olarak gösterilmesi,
2-Katılan Alaaddin Aliosmanoğlu’nun gerekçeli karar başlığında gösterilmeyerek CMK’nın 232/2-b maddesine muhalefet edilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 26.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.