YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/19636
KARAR NO : 2014/16412
KARAR TARİHİ : 02.07.2014
Tebliğname no : 12 – 2013/186991
Mahkemesi : Ankara 22. Asliye Ceza Mahkemesi
Tarihi : 30/12/2011
Numarası : 2011/185 – 2011/778
Suç : Taksirle yaralama
Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Olay günü saat 14:00 sıralarında, sanık idaresindeki servis otobüsüyle Başkent Bulvarı yönünden ışık kontrollü, A.. Bulvarı kavşak alanına giriş yapacağı sırada, solundan kavşağa giren katılan H.. G..’in kullandığı otomobille çarpışmaları neticesinde, katılan H.. G.. ile aracında yolcu olarak bulunan Ö.. G..’in nitelikli olarak yaralandıkları olayda; sanığın tüm aşamalarda değişmeyen beyanlarında, kendisinin yeşil ışıkta geçtiğini savunduğu, katılanların da sanığın kırmızı ışıkta geçtiğini beyan ettikleri, kaza tespit tutanağında; her iki sürücünün de yeşil ışıkta geçtiklerini beyan ettiğinden kusur tespiti yapılamadığının belirtildiği, 13.12.2011 tarihli bilirkişi kurulu raporunda ise, katılanların beyanlarına göre, sanığın kırmızı ışıkta geçtiğinin kabulü ile tam kusurlu olduğunun bildirilmesi karşısında, olayın oluşunun yeterince aydınlatılmamış olduğunun anlaşıldığı; olay anında, sanığın kullanmış olduğu servis otobüsünde yolcu olan kişilerin beyanlarına başvurularak, gerekirse emniyetten olaya ilişkin mobese kayıtları da getirilerek, kimin kırmızı ışıkta geçtiğinin tartışmasız olarak tespitinden sonra, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeksizin, eksik inceleme ile mahkumiyet kararı verilmesi,
Kabule göre de;
Yönetimindeki servis otobüsüyle seyir halindeyken, trafik kurallarına uymayarak, kırmızı ışıkta geçmek suretiyle kazaya neden olduğu kabul edilen sanık hakkında bilinçli taksir koşullarının oluştuğu gözetilerek cezasında TCK’nın 22/3. maddesi uyarınca arttırım yapılması gerektiğinin düşünülmemesi,
Olay nedeniyle tam kusurlu olduğu kabul edilen sanık hakkında, meydana gelen zararın ağırlığı da dikkate alınıp, temel ceza tayininde asgari hadden uzaklaşmak gerektiğinin gözetilmemesi,
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun Dairemizce de benimsenen 07/07/2009 tarih 2009/9-62-191 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde TCK’nın 61/1. maddesinin (g) bendinde yer alan “sanığın suç işleme kastının yoğunluğu, güttüğü amaç ve saik” gerekçelerine dayanılmayacağının nazara alınmaması,
Bir gün karşılığı adli para cezasının miktarı belirlenirken, uygulanan kanun maddesinin gösterilmemesi suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 232/6. maddesine aykırı davranılması,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı, sonuç ceza itibariyle CMUK’un 326/son maddesi hükmü saklı kalmak kaydıyla, 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 02.07.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.