Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2013/19420 E. 2014/19802 K. 15.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/19420
KARAR NO : 2014/19802
KARAR TARİHİ : 15.10.2014

Tebliğname no : 12 – 2012/202212
Mahkemesi : Demre Asliye Ceza Mahkemesi
Tarihi : 30/03/2012
Numarası : 2011/78 – 2012/105
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık

2863 sayılı Kanun’a aykırılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
2863 sayılı Kanun’un, 11/10/2013 tarih, 28792 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6498 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik öncesi yürürlükte bulunan “tespit ve tescil” başlıklı 7. maddesinde korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının ve doğal sit alanlarının tespitinin Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın koordinatörlüğünde yapılacağı ve bu tespitlerin koruma bölge kurulu kararı ile tescil edileceği, tescil kararlarının ilanı, tebliği ve tapu kütüğüne işlenmesi ile ilgili hususların yönetmelikle düzenleneceğinin öngörüldüğü, bu amaçla çıkarılan Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlıklarının ve Sitlerin Tespit ve Tescili Hakkında Yönetmelik ile sit kararlarının ilan şeklinin kaleme alındığı, 6498 sayılı Kanun’un 1. maddesi ile 2863 sayılı Kanun’un 7. maddesinde yapılan değişiklik ile sit alanlarının, tabiat varlıklarının ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazların tescil kararlarının, Resmi Gazete’de yayımlanacağı ve Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulacağı hükmünün getirildiği, ayrıca anılan Kanun’un 3. maddesi ile 2863 sayılı Kanun’un 65. maddesinde “Tescil edilen sit alanları ve korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarının bu kanuna göre tebliğ veya ilan edilmiş olmasına rağmen yıkılmasına, bozulmasına, tahribine, yok olmasına veya her ne suretle olursa olsun zarar görmesine kasten sebebiyet verenler ile koruma bölge kurullarından izin alınmaksızın inşaî ve fiziki müdahale yapanlar veya yaptıranların, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezasıyla cezalandırılacağının öngörüldüğü, gerek 2863 sayılı Kanun’un 6498 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik öncesi yürürlükte bulunan 7. maddesi ile anılan madde gereğince çıkarılan Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlıklarının ve Sitlerin Tespit ve Tescili Hakkında Yönetmelik hükümlerinin, gerekse 6498 sayılı Kanun’un 1. maddesi ile öngörülen tescil kararlarının, Resmî Gazete’de yayımlanma ve Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulma zorunluluğunun amacının, ilgili kurul kararlarından muhataplarını haberdar etmek olduğu,
Bu açıklamalar ışığında somut olay ele alındığında; suç tarihinde, sanığa ait ve Antalya Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun 20/10/2009 gün 3536 sayılı kararı ile 1. derece arkeolojik sit alanı olarak tescil edilen sınırlar dahilinde yer alan, Antalya ili, D.. ilçesi, Ç.. köyü, .. ada .. parsel sayılı taşınmaz üzerine, sera ve su deposu inşa edildiğinin tespit edildiği, dosya kapsamında mevcut inşaat mühendisi tarafından düzenlenen, 16/03/2012 tarihli raporda, suç konu taşınmaz üzerine, sera ve su deposu yapmak suretiyle, 1. derece arkeolojik sit alanına fiziki ve inşai müdahalede bulunulduğunun belirtildiği, sanığın savunmalarında, bahse konu taşınmazın 1. derece arkeolojik sit alanında yer aldığını bilmediğini beyan etmesine karşın, Çevreli Köyü Muhtarlığı tarafından ilgili Kurul kararının hoparlör ile 19/11/2009-01/12/2009 tarihleri arasında ilanının yapıldığı, sanığın ilanın yapıldığı bölgede yaşadığının gerek beyanı, gerekse MERNİS kayıtları ile sabit olduğu, bu kapsamda sanığın dava konusu yerin sit alanı içerisinde yer aldığını bildiği, buna rağmen Kurul’dan izin alınması mümkün olmayan taşınmaz üzerine inşai ve fiziki müdahalelerde bulunduğu, üzerine atılı eylemi işlediğinin tüm dosya kapsamı ile sabit olduğu anlaşılmakla;
Yapılan yargılamaya toplanıp karar yerinde gösterilen delillere incelenen dosya kapsamına göre, sanığın, beraatine karar verilmesi gerektiğine ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Bünyesinde koruma, uygulama denetim büroları kurulan idarelerden izin almaksızın veya izne aykırı olarak izinsiz inşai ve fiziki müdahalede bulunanların, 2863 sayılı Kanunun 65/d maddesi gereğince cezalandırılması gerekeceği; bu kapsamda, suça konu taşınmazın bulunduğu ilde suç tarihi itibariyle İl Özel İdaresi veya Büyükşehir Belediye Başkanlığı bünyesinde koruma, uygulama denetim bürosu kurulup kurulmadığı araştırılıp, eğer kurulmuş ise, taşınmazın bulunduğu yerin İl Özel İdaresi veya Büyükşehir Belediye Başkanlığı bünyesinde kurulan koruma, uygulama denetim bürosunun sorumluluk alanı kapsamında bulunup bulunmadığı hususu tespit edilip, hükümden sonra, 08/10/2013 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 65/1 ve 65/4 maddeleri gereğince sanığın hukuki durumunun yeniden takdir ve tayininde zorunluluk bulunması,
Kabul ve uygulamaya göre de;
1-5237 sayılı TCK’nın 53/1-c maddesinde belirtilen velayet, vesayet ve kayyımlığa ait hizmette bulunmaktan yoksun bırakılma güvenlik tedbirinin aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca, sadece kendi alt soyu açısından koşullu salıverme süresine kadar uygulanabileceği, alt soy haricindeki kişiler yününden ise, yoksunluğun, hapis cezasının infazına kadar devam edeceğinin gözetilmemesi,
2-5237 sayılı TCK’nın 61. maddesi gereğince iki sınır arasında temel ceza belirlenirken, suçun işleniş şekli dikkate alınmak suretiyle hapis cezasının asgari hadden belirlendiği gözetilmeksizin, aynı gerekçelerle adli para cezasının asgari hadden uzaklaşılarak belirlenmesi suretiyle hükümde çelişkiye neden olunması,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 15/10/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.