Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2013/19409 E. 2014/19801 K. 15.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/19409
KARAR NO : 2014/19801
KARAR TARİHİ : 15.10.2014

Tebliğname no : 12 – 2012/197017
Mahkemesi : İstanbul 7. Asliye Ceza Mahkemesi
Tarihi : 03/04/2012
Numarası : 2008/1202 – 2012/709
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık

2863 sayılı Kanun’a aykırılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
2863 sayılı Kanun’un, 11/10/2013 tarih, 28792 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6498 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik öncesi yürürlükte bulunan “tespit ve tescil” başlıklı 7. maddesinde korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının ve doğal sit alanlarının tespitinin Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın koordinatörlüğünde yapılacağı ve bu tespitlerin koruma bölge kurulu kararı ile tescil edileceği, tescil kararlarının ilanı, tebliği ve tapu kütüğüne işlenmesi ile ilgili hususların yönetmelikle düzenleneceğinin öngörüldüğü, bu amaçla çıkarılan Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlıklarının ve Sitlerin Tespit ve Tescili Hakkında Yönetmelik ile sit kararlarının ilan şeklinin kaleme alındığı, 6498 sayılı Kanun’un 1. maddesi ile 2863 sayılı Kanun’un 7. maddesinde yapılan değişiklik ile sit alanlarının, tabiat varlıklarının ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazların tescil kararlarının, Resmi Gazete’de yayımlanacağı ve Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulacağı hükmünün getirildiği, ayrıca anılan Kanun’un 3. maddesi ile 2863 sayılı Kanun’un 65. maddesinde “Tescil edilen sit alanları ve korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarının bu kanuna göre tebliğ veya ilan edilmiş olmasına rağmen yıkılmasına, bozulmasına, tahribine, yok olmasına veya her ne suretle olursa olsun zarar görmesine kasten sebebiyet verenler ile koruma bölge kurullarından izin alınmaksızın inşaî ve fiziki müdahale yapanlar veya yaptıranların, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezasıyla cezalandırılacağının öngörüldüğü, gerek 2863 sayılı Kanun’un 6498 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik öncesi yürürlükte bulunan 7. maddesi ile anılan madde gereğince çıkarılan Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlıklarının ve Sitlerin Tespit ve Tescili Hakkında Yönetmelik hükümlerinin, gerekse 6498 sayılı Kanun’un 1. maddesi ile öngörülen tescil kararlarının, Resmî Gazete’de yayımlanma ve Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulma zorunluluğunun amacının, ilgili kurul kararlarından muhataplarını haberdar etmek olduğu,
Bu açıklamalar ışığında somut olay ele alındığında, suç tarihinde, İstanbul 1 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 12/07/1995 gün 6848 sayılı kararı ile belirlenen kentsel ve tarihi sit alanı içerisinde yer alıp aynı Kurul’un 10/10/1990 gün 2115 sayılı kararı ile korunması gerekli kültür varlığı olarak tescilli İstanbul ili, F.. ilçesi, Eminönü, M.. H.. mahallesi, .. ada .. parselde bulunan yapı üzerine, izin almaksızın inşai ve fiziki müdahalelerde bulunulduğundan bahisle açılan kamu davası ile ilgili olarak, suça konu taşınmaza ilişkin dosyada mevcut tapu kaydı incelendiğinde, 21/11/1990 tarihinde “eski eserdir” ibaresinin şerh düşüldüğü ve sanığın taşınmazı bu şerhi görebileceği 07/04/2008 tarihinde satın aldığı, bu kapsamda sanığın dava konusu taşınmazın üzerinde bulunan yapının, korunması gerekli kültür varlığı niteliğine haiz olduğunu bildiği anlaşılmakla;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın, yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,ancak;
Üzerinde müdahale gerçekleştirilen taşınmazların 2863 sayılı Kanun’un 6. maddesi kapsamında tescilli kültür varlıkları olması nedeniyle taşınmazlarda izinsiz ya da izin kapsamı dışında yapılan her türlü inşai faaliyetin suç oluşturacağı, bu bakımdan müdahalenin binanın içinde ya da dışında gerçekleştirilmesinin önem arz etmediği, bu kapsamda tescile esas bilgi ve belgeler getirtilerek, izinsiz yapılan tadilatın yapının tescil edilmesine neden olan kriterlere uygun olup olmadığının, yapıya ait orjinal dokuya uyum sağlayıp sağlamadığının, tescilli kültür varlığında geri dönüşümü mümkün olmayacak derecede zarar meydana getirip getirmediğinin belirlenmesi gerektiği,
Bu kapsamda, mahallinde görevlendirilen inşaat mühendislerinden oluşan bilirkişi heyetinden zararın niteliği konusunda ek rapor alınıp, suça konu taşınmaza sanık tarafından yapılan uygulamalarla ilgili olarak, taşınmazın bu nitelikte bir zarar gördüğünün belirlenmesi durumunda sanığın, 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanun’un 65/1-1.cümlesi uyarınca cezalandırılması; bu nitelikte bir zararın mevcut olmadığının, ancak yapılan tadilatın ruhsata tabi inşai ve fiziki müdahale kapsamında bulunduğunun belirlenip, ayrıca taşınmazın olduğu yerde suç tarihi itibariyle Büyükşehir Belediyesi veya İlçe Belediye Başkanlığı bünyesinde Koruma Uygulama ve Denetim Bürosu’nun bulunmadığının anlaşılması halinde 6498 sayılı Kanun ile değişik 65/1-2.cümlesi uyarınca cezalandırılması; yapılan bu tadilatın ruhsata tabi olmayan, “basit onarım” niteliğinde olduğunun belirlenmesi veya ruhsata tabi inşai ve fiziki müdahale kapsamında olsa bile, taşınmazın olduğu yerde suç tarihi itibariyle Büyükşehir Belediyesi veya İlçe Belediye Başkanlığı bünyesinde Koruma Uygulama ve Denetim Bürosunun bulunduğunun anlaşılması halinde 5498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 65/4. maddesi ile cezalandırılması gerektiği gözetilmeksizin, eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm tesisi,
Kabul ve uygulamaya göre de;
1-TCK’nın 61. maddesi gereğince, suçun işleniş biçimi, yeri, konusunun önem ve değerini, meydana gelen zarar ve sanığın kastının yoğunluğu gözetildiğinde, temel ceza tayin edilirken, asgari hadden daha fazla uzaklaşılması gerektiğinin gözetilmemesi,
2-Kasten işlemiş olduğu suçtan hapis cezasına mahkum olunan sanık hakkında TCK’nın 53/1 maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarının uygulanmaması,
3- 31/12/2008 olan iddianamenin kabulü tarihinden önce, aynı taşınmaz üzerine yapılan müdahalelerle ilgili olarak, Eminönü Belediyesi görevlileri tarafından 09/06/2008 ve 12/05/2008 tarihlerinde yapı tatil tutanakları düzenlendiğinin anlaşılması karşısında, sanığın atılı suçu müteselsilen işleyip, TCK’nın 43/1 maddesi gereğince tayin edilen ceza üzerinden artırım yapılması gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak, sanığın ceza miktarı itibariyle kazanılmış hakkı saklı tutularak BOZULMASINA, 15/10/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.