Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2013/19337 E. 2014/20703 K. 23.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/19337
KARAR NO : 2014/20703
KARAR TARİHİ : 23.10.2014

Tebliğname no : 12 – 2012/199410
Mahkemesi : Beykoz 2. Asliye Ceza Mahkemesi
Karar tarihi : 05/04/2012
Numarası : 2011/693-2012/475
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık

2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1. derece doğal sit alanı içerisinde bulunan Beykoz Cumhuriyet Köyü tüzel kişiliği adına kayıtlı taşınmazın tesviye edilmesinde sakınca olmadığına dair görüş bildiren Beykoz Belediye Başkanlığı görevlileri hakkında, sanığın, 14/02/2012 tarihli celsedeki, “belediyeye müracaat ettiğimde sözlü olarak göz yumacaklarını söylediler” şeklindeki beyanı da dikkate alınarak, zamanaşımı süresi içerisinde gereğinin takdir ve ifası mümkün görülmüştür.
08/10/2013 tarih ve 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 7. maddesine göre, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin tescil kararlarının, 7201 sayılı Tebligat Kanunu uyarınca maliklere tebliğ edileceği; sit alanlarının, tabiat varlıklarının ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin tescil kararlarının da Resmî Gazete’de yayımlanmakla birlikte, Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulacağı;
Belirtilen değişiklik öncesinde yapılan tescil işlemleri bakımından ise, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin olarak, taşınmaza ait tapu kaydının beyanlar hanesinde tescil şerhi bulunup bulunmadığına; sit alanları, tabiat varlıkları ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin olarak, tescil kararının mahallinde mutad vasıtalarla ilan edilip edilmediğine bakılması gerektiği;
Bu kapsamda somut olay değerlendirildiğinde; sanığın, İstanbul III Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 15/11/1995 tarih ve 7755 sayılı kararı ile tescilli 1. derece doğal sit alanı içerisindeki Cumhuriyet Köyü tüzel kişiliğine ait taşınmazı, 01/10/2011 tarihli kira sözleşmesine istinaden kullandığı, kolluk kuvvetlerince, anılan taşınmazda beton zemin üzerine cam ve kapıları takılmamış prefabrik bina yapılmakta olduğu belirlenerek, 06/10/2011 tarihli yapı tespit tutanağının düzenlendiği, tutanak altının “inşaat sahibi” sıfatıyla sanık tarafından da imzalandığı, olay yerindeki keşif sonrası tanzim edilen 02/04/2012 tarihli bilirkişi raporunda, suça konu prefabrik binanın trafik eğitim merkezi olarak kullanılır halde olduğunun, inşai faaliyetin, 06/10/2011 tutanak tarihi ve daha sonraki tarihler itibariyle gerçekleştirildiğinin belirtildiği, bölgenin sit alanı olduğunu bilerek, prefabrik binayı keşifte gözlemlenen hale getiren sanık yönünden atılı suçun unsurlarının oluştuğu anlaşılmakla;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin, sanığın suç işleme kastı bulunmadığına, bilirkişi raporunun gerçekçi olmadığına teşdide ilişkin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Beykoz ilçesinin bağlı bulunduğu İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı bünyesinde suç tarihi itibariyle faaliyette olan koruma uygulama ve denetim bürosu bulunması karşısında, hükümden sonra, 11/10/2013 günlü Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 6498 sayılı Kanun ile 2863 sayılı Kanun’da, 65/1 ve 65/4 maddelerinin uygulanmasına ilişkin olarak getirilen değişiklikler yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden tayin ve takdirinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş olup, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 23/10/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.