Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2013/19321 E. 2014/12960 K. 27.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/19321
KARAR NO : 2014/12960
KARAR TARİHİ : 27.05.2014

Tebliğname no : 12 – 2012/201002
Mahkemesi : Antalya 8. Asliye Ceza Mahkemesi
Tarihi : 11/04/2012
Numarası : 2011/256 – 2012/267
Suç : Taksirle yaralama, Trafik güvenliğini tehlikeye sokma

Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkûmiyetine ve trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan beraatine ilişkin hükümler, mahalli Cumhuriyet Savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Cumhuriyet savcılarının nezdinde görev yaptıkları Asliye Ceza Mahkemesi kararlarına karşı, 5271 sayılı CMK’nın 260/2 ve 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 310. maddesi uyarınca tefhimden itibaren bir hafta içinde kanun yollarına başvuru hakkı mevcut iken, 14.04.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6217 sayılı Kanun’un 26. maddesi ile 5320 sayılı Kanun’a eklenen Geçici 3. maddesi ile 01.01.2014 tarihine kadar Asliye Ceza Mahkemesinde yapılan duruşmalarda Cumhuriyet savcısının bulunmayacağı; ancak verilen hükümlere karşı kanun yollarına başvurabilmesi amacıyla dosyanın Cumhuriyet Başsavcılığına gönderileceği hüküm altına alınmıştır. Bu açık yasal düzenlemeler uyarınca, Cumhuriyet savcılarının nezdinde görev yaptıkları asliye ceza mahkemesi kararlarına karşı hükümlerin Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği tarihten itibaren bir hafta içinde kanun yollarına başvuru haklarının bulunduğunun kabulünde zorunluluk bulunmaktadır. Bu itibarla, Antalya 8. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 11/04/2012 tarihli hükmün 27/04/2012 tarihinde görüldüsünü yapan mahalli Cumhuriyet savcısının 30/04/2012 tarihli temyiz isteminin süresinde olduğu belirlenerek yapılan incelemede;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre;
Olay sonrası 146 promil alkollü olduğu tespit edilen sanığın aracı ile saat 21:45 sıralarında tek yönlü iki şeritli bulvar üzerinde seyretmekte iken ön ilerisinde seyreden mağdur M.. K.. idaresindeki araca arkadan çarpması sonucu M.. K.. ile mağdur S.. K..’un basit tıbbi müdahale ile giderilebilir şekilde yaralanmalarına neden olduğu olayda; sanığın üzerine atılı taksirle yaralama suçu TCK’nın 89. maddesinde hükme bağlanmış olup aynı maddenin 5. fıkrası gereğince 1. fıkrası kapsamında kalan yaralanmaların bilinçli taksir halinde de şikayete tabi olduğu, mağdurların soruşturma aşamasında şikayetçi olmadıkları dikkate alındığında; sanık hakkında taksirle yaralama suçundan açılan davanın düşürülmesinde isabetsizlik bulunmamakla birlikte olay anında 146 promil alkollü olduğu tespit edilen ve olay esnasında alkollü olduğunu beyan eden sanığın eyleminin TCK’nın 179/3 maddesinde düzenlenen trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçuna temas ettiği ve unsurları oluşan bu suçtan mahkumiyeti yerine sanığın beraatine karar verilmesi,
Kabule göre de;
1-Sanık hakkında tayin edilen uzun süreli hapis cezasının, suçun bilinçli taksirle işlenmiş olması karşısında, TCK’nın 50/4. maddesi uyarınca adli para cezasına çevrilemeyeceğinin gözetilmemesi,
2-Sanığın bilinçli taksirle yaralama suçundan mahkumiyetine karar verilmiş olmakla, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan “hüküm verilmesine yer olmadığına” karar verilmesi yerine beraatine karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, mahalli Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince tebliğnamedeki isteme uygun olarak BOZULMASINA, 27/05/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.