YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/19291
KARAR NO : 2014/18744
KARAR TARİHİ : 25.09.2014
Tebliğname no : 7 – 2011/364901
Mahkemesi : Ayvacık Asliye Ceza Mahkemesi
Tarihi : 31/05/2011
Numarası : 2010/208 – 2011/136
Suç : 2863 sayılı Kanun’a aykırılık
2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın, 1. derece arkeolojik sit alanı iken Edirne K.. K..’nun 25/02/2000 tarih ve 5961 sayılı kararı ile kentsel arkeolojik site dönüştürülen bölgedeki, kendisine ait taşınmaz üzerine, izin almaksızın ahşap iskele inşa ettirdiği iddiasıyla dava açıldığı, olay yerindeki keşfe katılan tutanak tanıklarının benzer ifadelerinde, suça konu taşınmaz üzerinde tespit edilen çardak ve tuvaletin de sanığa ait olduğunu, ancak, bu yapıları tutanakta göstermediklerini, sadece ahşap iskeleyi konu olan bir tutanak düzenlediklerini beyan ettikleri, keşfe iştirak eden arkeolog bilirkişi tarafından düzenlenen 04/03/2011 tarihli raporda, dava konusu iskelenin, keşif tarihi itibariyle kaldırılmış olduğunun, ancak, kıyı kesimde teraslamalar uygulanarak mevcut yerin konaklama mekanı haline getirildiğinin belirtildiği, mahkemece, iskelenin kaldırılmış olması gerekçe gösterilerek sanığın beraatine, keşif tarihinde tespit edilen müdahaleler yönünden ise Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulmasına karar verildiği anlaşılmakla;
Tutanak tanıklarının, keşif tarihi itibariyle gözlemlenen imalatların, iskeleye yönelik olarak tutanak düzenledikleri sırada da mevcut olduğunu, ancak, tutanakta sadece iskeleden bahsettiklerini beyan etmeleri karşısında, aynı dönemde gerçekleştirilen ve dosya içerisindeki tutanağa konu olmasa bile tutanak tarihi itibariyle var olan imalatların tek suç oluşturacağı, imalat sayısınca suç oluştuğundan söz edilemeyeceği, bu bakımdan, keşifte saptanan inşai müdahaleler yönünden bulunulan suç duyurusunun akıbeti beklenerek, dava açılması halinde incelenen dosya ile birleştirilmesine karar verilmesi, dosya içerisinden sanığa ait parsellerin korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı olduğunun anlaşılması karşısında, anılan parsellere ait tapu kaydının getirtilmesi, olay yerinde fen, inşaatçı ve arkeolog bilirkişiler refakate alınmak suretiyle yeniden keşif yapılarak, sanık tarafından gerçekleştirilen inşai müdahalelerin niteliğinin, yapılış zamanlarının, tescilli kültür varlığının konumunun, inşai müdahaleler nedeniyle anılan kültür varlığının zarar görüp görmediğinin tereddütsüz biçimde tespiti ile sonucuna göre, sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeksizin, eksik araştırma ve hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince, beraate ilişkin hükün isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 25/09/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.