Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2013/18135 E. 2014/19142 K. 30.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/18135
KARAR NO : 2014/19142
KARAR TARİHİ : 30.09.2014

Tebliğname no : 12 – 2012/195876
Mahkemesi : Antalya 18. Asliye Ceza Mahkemesi
Tarihi : 30/04/2012
Numarası : 2011/51 – 2012/451
Suç : 2863 Sayılı Kanuna Aykırılık

2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Katılan vekilinin, yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Zabıta müdürlüğü görevlilerince sanığın çantasında yapılan aramada, 35 adet obje ele geçirildiği, eserlerin niteliğine dair üç kişilik bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 16/08/2011 tarihli raporda, incelenen eserlerin 22 adedinin korunması gerekli taşınır kültür varlıkları kapsamında olmalarına rağmen özelliklerini kaybettiklerinin, tasnif ve tescil dışı olduklarının, etütlük eser olarak müzede korunabileceklerinin; 7 adedinin korunması gerekli taşınır kültür varlıkları kapsamında bulunmakla birlikte, yurt içinde alım satımının ve devrinin serbest olduğunun; 2 adedinin etnoğrafik mahiyette olduğunun, kanun kapsamında bulunmakla birlikte yurt içinde alım satımının ve devrinin serbest olduğunun; 1 adedinin 2863 sayılı Kanun’un 23/a maddesi uyarınca tasnif ve tescile tabi olmadığının; 3 adedinin ise kanun kapsamında olmayıp taklit eser niteliği taşıdığının ve yanıltıcı nitelikleri sebebiyle piyasada dolaşımının uygun olmadığının, müzelerde taklit eser koleksiyonları dahilinde korunmasının uygun olacağının belirtildiği;
Korunması gerekli taşınır kültür ve tabiat varlıklarının, 2863 sayılı Kanun’un konusunu oluşturduğu, anılan varlıkların tasnif ve tescile tabi olup farklı türlerde ortaya çıktıkları, “etütlük eser” ve “etnoğrafik eser” olarak adlandırılan kültür varlıklarının da diğer tüm korunması gerekli taşınır kültür ve tabiat varlıkları gibi tasnif ve tescile tabi bulunduğu, başka bir deyişle, bir eserin hem “etütlük” veya “etnoğrafik” nitelik taşıyıp hem de “tasnif ve tescil dışı” olmasına imkan bulunmadığı, zira “tasnif ve tescil dışı” olarak tanımlanan varlıkların, zaten 2863 sayılı Kanunun kapsamı haricinde, yani, “korunması gerekli kültür ve tabiat varlıkları” başlığı altında ele alınamayacak varlıklar oldukları, diğer yandan, 2863 sayılı Kanunun 24/1 maddesindeki, “etnoğrafik mahiyetteki kültür varlıklarının yurt içinde alımı, satımı ve devri serbesttir” cümlesine lafzi yorum getirilmemesi gerektiği, zira, “korunması gerekli taşınır kültür ve tabiat varlığı” olarak kabul edilen bir varlığın üzerinde serbestçe tasarruf imkanının bulunmadığı, “etnoğrafik nitelikteki kültür varlıkları” da, 2863 sayılı Kanunun 23/a maddesinde “korunması gerekli taşınır kültür ve tabiat varlıkları” arasında sayıldığından, anılan türden varlıkların serbestçe alım satım konusu
edilemeyeceği, kanun ve yönetmeliklerde düzenlenen birtakım koşulların gerçekleşmesi halinde “etnoğrafik nitelikteki kültür varlıkları” üzerinde tasarrufta bulunmanın mümkün olduğu, bu bakımdan, 2863 sayılı Kanunun 24/1 maddesinde yer alan, “etnoğrafik mahiyetteki kültür varlıklarının yurt içinde alımı, satımı ve devri serbesttir” cümlesinin tek başına değil, kanunun bütünü ve kanuna dayanılarak çıkartılan yönetmeliklerdeki düzenlemeler birlikte değerlendirilmek suretiyle yorumlanması gerektiği anlaşılmakla;
Suça konu kültür varlıklarını satmak amacıyla satın aldığını beyan eden sanık yönünden “kültür varlığı ticaretine aykırılık” suçunun maddi unsurlarının oluştuğu gözetilmeksizin, “etütlük” olarak tanımlanan eserlerin aynı zamanda “tasnif ve tescil dışı” olduğunu bildiren bilirkişi raporuna itibarla ve etnoğrafik nitelikte kültür varlıklarının serbestçe alınıp satılabileceği hususundaki kanaatle yazılı şekilde hüküm tesisi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince, beraate ilişkin hükmün isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 30/09/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.