Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2013/17671 E. 2014/5040 K. 28.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/17671
KARAR NO : 2014/5040
KARAR TARİHİ : 28.02.2014

Tebliğname no : 12 – 2012/283465
Mahkemesi : Samsun 5. Asliye Ceza Mahkemesi
Tarihi : 24/09/2012
Numarası : 2011/531 -2012/1066
Suç : Taksirle Yaralama

Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık ile katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi gereği düşünüldü;
İddianamede sanık hakkında, TCK’nın 98. maddesinde karşılığını bulan yardım yükümlülüğünü ihlal etme suçundan açılan kamu davası ile ilgili karar verilmesi mümkün görülmüştür.
Yapılan yargılamaya toplanıp karar yerinde gösterilen delillere mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine incelenen dosya kapsamına göre, sanık ile katılan vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; ancak;
1-Hükme esas alınan bilirkişi raporunda tamamen kusurlu olduğu belirtilen ve tamamen kusurlu olduğu anlaşılan sanık hakkında, iki sınır arasında temel ceza belirlenirken suçun işleniş biçimi, failin taksire dayalı kusurunun yoğunluğu, meydana gelen zararın ağırlığı, yaralanmanın niteliği, maddede öngörülen cezanın alt sınırı da nazara alınmak suretiyle, uygun bir cezaya hükmedilmesi gerektiği nazara alınmadan, tamamen kusurlu olarak meydana getirdiği kaza sonucu bir kişinin hayat fonksiyonlarına ağır derecede etkili kemik kırığına, yaşamsal tehlikeye ve duyularından veya organlarından birinin işlevinin yitirilmesine neden olacak şekilde yaralanmasına neden olan sanık hakkında adalet ve hakkaniyet kuralları uyarınca alt sınırdan uzaklaşmak suretiyle ceza tayini gerekirken, yazılı şekilde eksik cezaya hükmolunması;
2- 5237 Sayılı TCK’nın 62. maddesinin uygulanıp uygulanmaması yönünden 5237 sayılı TCK’da hakime geniş bir takdir yetkisi tanınmış takdiri indirim nedenleri ise örnekseme yoluyla sayılmış, ancak bu hallerin sınırlı olmadığı tamamının sayılmasının da mümkün olmayacağı nazara alınarak benzer durumların da bu kapsamda değerlendirilebileceğini ifade açısından bu husus “gibi” şeklinde ifade edilmiş, 765 sayılı TCK’nın 59. maddesinden farklı olarak, takdiri indirim nedeni olarak kabul edilen hususların kararda gösterilmesi gerektiği belirtilmiştir. Anılan hüküm uyarınca taktiri indirim nedeni uygulandığında, hangi nedenlerle bu müessesenin uygulandığı kararda gösterilecek, uygulanmadığı takdirde ise fiili taktirin bu yönde olduğu kabul edilecek ve bu husus ancak gösterilen gerekçenin yasal ve yeterli olmaması veya fiili taktirin uygulanan diğer müesseler karşısında hukuka aykırılık oluşturduğu yada dosya kapsamı itibariyle açıkça kanuna aykırı olduğunun saptanması halinde bozma nedeni oluşturacaktır. Katılana çarptıktan sonra olay yerinden kaçan ve olaydan bir gün sonra teslim olarak olay anında alkol ölçümü yapılmasına engel olan sanık hakkında, yargılama sürecindeki davranışlarının lehine değerlendirildiği gerekçesi ile dosya kapsamı ile örtüşmeyecek şekilde TCK’nın 62. maddesinde belirtilen takdiri indirim nedenlerinin uygulanmasına karar verilmesi;
3-Sanığa isnat edilen suçun taksirle yaralama suçu olmasına ve mahkemece de bu suçtan hüküm kurulmasına rağmen hüküm bölümünün ilk paragrafından “taksirle öldürme” suçundan bahsedilmesi;
4-5237 sayılı TCK’nın 61/2. maddesine aykırı olarak, 5237 sayılı TCK’nın 22/3. maddesinin aynı Kanunun 89/1. maddesi gereğince belirlenen temel cezadan sonra uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca hükmün isteme uygun olarak BOZULMASINA; 28.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.