YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/17587
KARAR NO : 2014/11415
KARAR TARİHİ : 12.05.2014
Tebliğname No : 12 – 2012/190243
Mahkemesi : Konya 6. Asliye Ceza Mahkemesi
Tarihi : 27/09/2011
Numarası : 2010/402-2011/443
Suç : Özel hayatın gizliliğini ihlal
Özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine; ancak,
Dosya kapsamına göre, 31.01.2009 tarihinde nişanlanıp, aynı yılın Eylül ayında ayrıldığı katılan mağdure Şerife’nin kullanımındaki cep telefonuna, 09.10.2009 tarihinde, “Otuz yıl olsa da hesaplaşacağız…. Kırk yılda geçse bu hayatı sana zehir ederim”, “Sen inşallah benim elime tek geçersin.”,“Bu gün o olay çözülecek, şu hale bak, resmen ortada kahpelik var, senin başka bir hat alman fahişeliktir” şeklinde hakaret ve tehdit içeren mesajlar çektiği iddiasıyla hakkında 22.10.2009 tarihli iddianameyle dava açılan sanık İsmail’in, sahibi olduğu “k.k.com” isimli internet sitesinde ve mağdure adına oluşturduğu “serife…b..com” isimli profilde, mağdureyle nişanlılık döneminde çektirdikleri resimleri yayınladığı, ayrıca, mağdurenin isim ve soy ismini taşıyan sayfaya, “Hele Bir Işıklar Sönsün” başlıklı, “Hele Bir Kapansın Kapılar, Sular Durulsun, Kaldırımlara Yağmur Dökülsün, Dağılsın Ömründeki Yalanlar, Kayıp Ettiklerim Geri Dönsün, Sen Beni O Zaman Gör, Kahpelik Ne Demek, Kül Olsun Uykular, Kurşunlar Yağsın, Saçlarında Kırılsın Kar, Baştan Çizilsin Uçurumlar, Kırılsın Canlar, Sen Beni O Zaman Gör, KAHPELİK NE DEMEKMİŞ O ZAMAN GÖR” ibarelerini içeren şiirle birlikte nişan fotoğrafını gönderdiği iddiasına konu olayda,
Temyiz dilekçesinde, “serife…b..com” isimli profilin mağdurenin kardeşi olan Hilmi isimli kişi tarafından oluşturulduğunu tespit ettiğini ve bu konuda 30.01.2012 tarihli dilekçesine istinaden Cumhuriyet Başsavcılığınca adli soruşturma başlatıldığını ifade eden sanığın, aşamalarda, sahibi olduğu “konyaselcuk.com” adlı sitenin giriş kısmında yayınladığı resimlerin, nişanlılık döneminde siteye konulduğunu ve kaldırılması yönünde bir istemde bulunulmadığını beyanla suçlamaları kabul etmemesi, sanık ve mağdurenin nişan fotoğrafı ile “Hele Bir Işıklar Sönsün” başlıklı şiirin yer aldığı dosyada mevcut bir sayfalık belgenin üzerinde hangi siteden temin edildiğine dair bir açıklama bulunmaması karşısında,
Maddi gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenebilmesi amacıyla; sanığın ve katılan mağdurenin olay tarihinde kullandıkları bilgisayarlar üzerinde bilişim uzmanı bilirkişi marifetiyle inceleme yapılarak, şikayete konu resimlerin hangi tarihte hangi internet sitelerine hangi bilgisayar aracılığıyla konulduğu hususlarını teknik verilerle destekleyecek biçimde rapor düzenlettirilmesi, sanık ve mağdureyle ilgisi bulunan soruşturma dosyalarının akıbeti araştırılarak, onaylı örneklerinin temin edilmesi, toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek, iddia ve savunmanın doğruluk derecesi açıklığa kavuşturulduktan sonra sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak, yazılı şekilde, sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmesi,
Kabul ve uygulamaya göre de:
1- TCK’nın 6/1-g maddesinde, ceza kanunlarının uygulanmasında, basın ve yayın yolu ile deyiminden; her türlü yazılı, görsel, işitsel ve elektronik kitle iletişim aracıyla yapılan yayınların anlaşılacağının belirtilmesi karşısında, mağdurenin resimlerini belirsiz sayıda kişinin bilgi ve görgüsüne sunan sanık hakkında, hükmedilen temel cezada, karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan TCK’nın 134/2-2. cümlesi gereğince, yarı oranında artırım yapılması gerektiği gözetilmeden, anılan maddenin uygulanmaması suretiyle, sanığa eksik ceza tayini,
2- Sanığın TCK’nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (c) bendindeki hak ve yetkileri kullanmak yönündeki yoksunluğuna, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından “koşullu salıverilmesine kadar”, diğer kişiler yönünden ise, “hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar” karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, TCK’nın 53. maddesinin (3) numaralı fıkrasına aykırılık oluşturacak şekilde hüküm kurulması, kanuna aykırı,
3- TCK’nın 134/2. maddesinde, kişilerin özel hayatına ilişkin görüntü veya seslerinin ifşası halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası öngörülmüş, fiilin basın ve yayın yoluyla işlenmesi halinde, cezanın yarı oranında artırılacağı düzenlenmiş iken, hükümden sonra 05.07.2012 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanunun 81. maddesi ile TCK’nın 134/2. maddesinde yapılan değişiklikle, temel ceza miktarı iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası olarak belirlenmiş ve ifşanın basın ve yayın yoluyla gerçekleşmesi halinde de aynı cezaya hükmolunacağının belirtilmiş olması nedeniyle; ayrıca, 6352 sayılı Kanunun Geçici 1. maddesinin, “31/12/2011 tarihine kadar, basın ve yayın yoluyla ya da sair düşünce ve kanaat açıklama yöntemleriyle işlenmiş olup; temel şekli itibarıyla adlî para cezasını ya da üst sınırı beş yıldan fazla olmayan hapis cezasını gerektiren bir suçtan dolayı; a) Soruşturma evresinde, 04/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 171 inci maddesindeki şartlar aranmaksızın kamu davasının açılmasının ertelenmesine, b) Kovuşturma evresinde, kovuşturmanın ertelenmesine, c) Kesinleşmiş olan mahkûmiyet hükmünün infazının ertelenmesine, karar verilir.” hükmü uyarınca, TCK’nın 7/2. maddesi gereğince, sanığın hukuki durumunun yeniden tayin ve takdirinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, aynı Kanunun 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı yönünden sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 12.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.