Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2013/17504 E. 2014/8686 K. 09.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/17504
KARAR NO : 2014/8686
KARAR TARİHİ : 09.04.2014

Tebliğname No : 12 – 2012/182870
Mahkemesi :Küçükçekmece 4. Asliye Ceza Mahkemesi
Tarihi :26.04.2012
Numarası :2011/368 – 2012/698
Suç :Taksirle Öldürme, Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma

Taksirle öldürme ve trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçlarından sanığın mahkûmiyetine ilişkin hükümler, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin kusura, ceza uygulamasına, ertelemeye, hükümlerin gerekçeden yoksun olduğuna ve eksik incelemeye, sair nedenlere ilişkin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Olay günü gece saat 01:00 sularında açık havada, aydınlatmanın bulunduğu meskun mahalde, bölünmüş, tek yönlü, yüzeyi kuru asfalt kaplama, eğimsiz korkuluksuz sert virajlı yolda idaresindeki motosikletle seyir halinde bulunan 150 promil alkollü sanığın, alkol ve hızın etkisiyle virajı alamayarak orta refüje çarpması şeklinde gelişen ve motosiklette yolcu olarak bulunan arkadaşının ölümüyle sonuçlanan olayda; TCK’nın “Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma” başlıklı 179. maddesinin 3. fıkrasında alkol ve uyuşturucu madde etkisiyle emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyecek olan kişinin araç kullanma halinin suç olarak düzenlendiği, maddede belirtilen suçun tehlike suçu olup, somut olayda ise bir kişinin ölmesi sebebiyle zarar suçunun oluştuğu, sanığın sadece taksirle öldürme suçundan cezalandırılması ile yetinilmesi gerektiği gözetilmeden, ayrıca trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan da mahkûmiyetine karar verilmesi,
2- Taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde TCK’nın 61/1 ve 22/4. madde ve fıkralarında yer alan ölçütlerden olan failin kusuru, meydana gelen zararın ağırlığı, suçun işleniş biçimi ile suçun işlendiği yer ve zaman nazara alınmak suretiyle TCK’nın 3/1. maddesi uyarınca işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde maddede öngörülen alt ve üst sınırlar arasında hakkaniyete uygun bir cezaya hükmolunması gerektiği gözetilmeden, tam kusurlu olarak meydana getirdiği kaza sonucu bir kişinin ölümüne sebebiyet veren sanık hakkında, temel cezanın en üst sınırdan 6 yıl hapis cezası olarak belirlenmesi suretiyle sanığa fazla ceza verilmesi,
3- TCK’nın 62. maddesinin uygulanıp uygulanmaması yönünden 5237 sayılı TCK’da hakime geniş bir takdir yetkisi tanınmış taktiri indirim nedenleri ise örnekseme yoluyla sayılmış, ancak bu hallerin sınırlı olmadığı tamamının sayılmasının da mümkün olmayacağı nazara alınarak benzer durumların da bu kapsamda değerlendirilebileceğini ifade açısından bu husus “gibi” şeklinde ifade edilmiş, 765 sayılı TCK’nın 59. maddesinden farklı olarak, takdiri indirim nedeni olarak kabul edilen hususların kararda gösterilmesi gerektiği belirtilmiştir. Anılan hüküm uyarınca taktiri indirim nedeni uygulandığında, hangi nedenlerle bu müessesenin uygulandığı kararda gösterilecek, uygulanmadığı takdirde ise fiili taktirin bu yönde olduğu kabul edilecek ve bu husus ancak gösterilen gerekçenin yasal ve yeterli olmaması veya fiili taktirin uygulanan diğer müesseler karşısında hukuka aykırılık oluşturduğu ya da dosya kapsamı itibariyle açıkça kanuna aykırı olduğunun saptanması halinde bozma nedeni oluşturacaktır. Bu açıklamalar karşında; arkadaşının ölümüne sebebiyet veren ve kaza nedeniyle üzüntüsünü ve pişmanlığını dile getiren, müdafisi aracılığıyla lehe hükümlerin uygulanması talebinde bulunan sanık hakkında tayin edilen cezada TCK’nın 62. maddesiyle ilgili herhangi bir değerlendirme yapılmaması,
4- Taksirli suçlarda uygulama olanağı bulunmayan TCK’nın 53/1. maddesi uyarınca sanık hakkında hak yoksunluğuna hükmolunması,
5- Gerekçeli karar başlığında suçun işlendiği yer ve zaman diliminin gösterilmemesi suretiyle CMK’nın 232/2-c maddesine aykırı davranılması,
6- Kaza anında 150 promil alkollü olduğu anlaşılan sanığın, eylemi bilinçli taksirle gerçekleştirdiği gözetilmeden sanık hakkında taksirle öldürme suçundan kurulan hükümde TCK’nın 22/3. maddesinin uygulanmaması,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. ve 326. maddeleri uyarınca, sanığın kazanılmış hakkı da gözetilerek tebliğnamedeki isteme uygun olarak BOZULMASINA, 09.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.