Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2013/17489 E. 2014/11419 K. 12.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/17489
KARAR NO : 2014/11419
KARAR TARİHİ : 12.05.2014

Tebliğname No : 12 – 2012/187706
Mahkemesi : İstanbul 30. Asliye Ceza Mahkemesi
Tarihi : 20/12/2011
Numarası : 2010/66-2011/811
Suç : Özel hayatın gizliliğini ihlal, verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme

Özel hayatın gizliliğini ihlal, verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçlarından sanığın beraatine ilişkin hükümler, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin bir nedene dayanmayan diğer temyiz itirazlarının reddine; ancak,
Dosya kapsamına göre; bir firmada sekreter olarak çalışan sanık Nigar’ın, katılan Oya’nın özgeçmişine dair kişisel verileri ve katılana ait özel fotoğrafları ele geçirip, firma tarafından kendisine tahsis edilen bilgisayara depoladıktan sonra, katılan adına ve onun resmini kullanarak oluşturduğu sahte facebook hesabı üzerinden, katılanın özel bilgi ve görüntülerini yayınladığı iddiasına konu olayda,
Soruşturma aşamasında, katılanın elektronik posta adresine gönderilen elektronik iletilerden faydalanarak yapılan araştırmalar neticesinde, şikayete konu facebook hesabına, 01.12.2009-03.12.2009 tarihleri arasında, sanığın çalışanı olduğu firmanın telefonuna bağlı 3 farklı IP adresinden 4 defa erişim sağlandığının tespit edilmesi, anılan firmadaki Hp, Casper, Frisby ve Codegen marka ibareli 4 adet bilgisayar üzerinde yapılan inceleme sonucu internet ve bilişim suçları kısım amirliğinde görevli polis memurlarınca hazırlanan 14.12.2009 tarihli teknik analiz ve hard disk inceleme raporunda, Frisby ve Codegen marka ibareli bilgisayarlardan, katılan adına oluşturulan sahte facebook hesabına erişim sağlandığının; ayrıca, bu bilgisayarlara, katılanın özgeçmişine dair kişisel verilerinin ve katılana ait özel fotoğraflarının yüklendiğinin saptanması, firmada bölge yöneticisi olarak görev yapan tanık Hasan’ın, “Siz yetkililerden üzerinde Frisby marka ibaresi bulunan bilgisayar kasasında tespitin yapıldığını öğrenmiş bulunmaktayım, bizim firmamızda 4 kişi çalışmaktadır, tespiti yapılan bilgisayar kasası şirketimizde sekreter olarak çalışan Nigar…tarafından kullanılmaktadır.” şeklinde anlatımda bulunması ve sanığın, ortak arkadaşları olan Özcan İşseven’den dolayı tanıdığı katılandan hoşlanmaması nedeniyle şikayete konu eylemleri gerçekleştirildiğine dair ikrarı içeren savunması nazara alınarak, sanık hakkında özel hayatın gizliliğini ihlal ve verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçlarından dava açılmış ise de,
Sanığın, müdafii hazır bulunmaksızın polis memurlarınca alınan ikrarı içeren beyanının, duruşmada alınan atılı suçu işlemediğine dair savunmasıyla çelişmesinden dolayı CMK’nın 148/4. maddesi gereğince sanığın mahkeme huzurunda doğrulanmamış kollukça alınan ifadesi hükme esas alınamayacağı gibi, polis memurlarına müdafii talebi olduğunu beyan ettiği halde, Baro tarafından müdafii ataması yapılmamasından dolayı müdafii hazır edilemeden alınan sanığın beyanının, hukuka uygun şekilde elde edilmiş delil olarak da kabul edilemeyeceği,
Tanık Hasan’ın, gerek duruşmada alınan, “Olay tarihinde sanık benim müdürlüğünü yaptığım firmada sekreter olarak çalışıyordu. Büroda, ben, bir mühendis ve sanık vardı. Toplam 3 kişiydik. Ben ve mühendis arkadaş genelde şantiyede olduğumuzdan Nigar hanım iş yerinde yalnız kalıyordu. Bir gün polisler iş yerimize geldiler ve sanığın kullandığı bilgisayarda suça konu işlemleri yaptığını belirlediler; zaten, kendisi de kabul etmişti. Söz konusu ofisin anahtarı gerek ben de gerek sanık ile diğer çalışanda ve İzmir Merkez Genel Müdürlük elemanlarında da vardı. Herkesin kendi kullandığı şifreler bulunmaktaydı.” şeklindeki yeminli anlatımında, gerek polis memurlarınca alınan 14.12.2009 tarihli bilgi alma tutanağındaki beyanında, Codegen marka ibareli bilgisayarın kullanıcısından bahsetmeyip, tekil bir ifadeyle salt Frisby marka ibareli bilgisayarla ilgili açıklamalarda bulunması; ayrıca, kovuşturma aşamasında, katılanı tanımadığını beyan eden sanığın, katılanın özgeçmişine dair kişisel verileri ve katılana ait özel fotoğrafları kimden ya da nasıl ele geçirdiğine dair dosya kapsamında bir delil bulunmaması karşısında, salt tanık Hasan’ın anlatımına dayalı olarak sanık hakkında mahkumiyet kararı verilemeyeceği,
Ancak, olay tarihi itibariyle Frisby ve Codegen marka ibareli bilgisayarların kullanıcısının kim olduğu, firmadaki bilgisayarların açılması için şifre girilmesinin zorunlu olup olmadığı hususlarının kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi amacıyla, firmada çalışan diğer kişi ya da kişilerin tanık sıfatıyla beyanlarına başvurulması, katılana, sanık ve firmanın diğer çalışanlarını olay öncesinde tanıyıp tanımadığı, kişisel bilgilerinin ve fotoğraflarının, sanık tarafından, bir başka kişi aracılığıyla temin edimiş olup olmayacağı, sanıkla önceye dayalı husumetinin ve sanıkla ortak tanıdıkları bir arkadaşının bulunup bulunmadığı soruları yöneltilip, katılandan alınan cevaplar ve katılanın ismini bildireceği kişi ya da kişilerin tanık olarak dinlenilmesi sonucu maddi gerçeğin ortaya çıkarılması mümkün olmasına rağmen, sanık katılanı tanımıyor olsa bile, sanığın farklı saiklerle veya bir başka kişinin azmettirmesiyle iddiaya konu eylemleri gerçekleştirebileceği ihtimali de tamamen göz ardı edilerek, “Sanık ile müştekinin birbirlerini tanımadığı, sanığın müştekiye karşı böyle bir eylem yapmasını gerektirecek bir nedeninin olmadığı, şirket içinde herhangi bir kişinin bu eylemi yapmış olabileceği” şeklindeki yetersiz gerekçeye dayalı olarak, eksik incelemeyle, sanığın beraatine karar verilmesi,
Kabul ve uygulamaya göre de:
Beraat eden ve kendisini vekil ile temsil ettiren sanık yararına, hazine aleyhine, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/5. maddesi gereğince, maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 12.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.