Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2013/17396 E. 2014/19239 K. 01.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/17396
KARAR NO : 2014/19239
KARAR TARİHİ : 01.10.2014

Tebliğname No : 12 – 2012/185373
Mahkemesi : Edirne 2. Asliye Ceza Mahkemesi
Tarihi : 05/04/2012
Numarası : 2011/534 – 2012/126
Suç : 2863 sayılı Kanun’a aykırılık

2863 sayılı Kanun’a aykırılık suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Kültür ve Turizm Bakanlığı adına katılma talebinde bulunulduğu ve bu talebe istinaden katılma kararı verildiği halde, gerekçeli karar başlığında K.. K..’nun katılan olarak gösterilmesi, mahallinde düzeltilebilir yazım yanlışlığı olarak değerlendirilmiştir.
Katılan vekilinin, yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,ancak;
Suç tarihinde, sanık tarafından, korunması gerekli sivil mimarlık örneği olarak tescilli Edirne ili, Merkez ilçesi, S.. mahallesi, Saraçlar caddesi, .. ada .. parselde bulunan yapı üzerinde, izin almaksızın inşai ve fiziki müdahalelerde bulunulduğundan bahisle açılan kamu davası ile ilgili olarak; mahallinde yapılan keşifte görevlendirilen inşaat mühendisi tarafından düzenlenen raporda, balkonların zemininde bulunan kalebodur ve beton uygulamaların yeni yapılmış olmadığı belirtilmiş olmasına karşın, 1. kat balkon sıvasının yeni yapılmış olduğunun belirtildiği görülmekle;
Üzerinde müdahale gerçekleştirilen taşınmazın 2863 sayılı Kanun’un 6. maddesi kapsamında tescilli kültür varlığı olması nedeniyle taşınmazda izinsiz ya da izin kapsamı dışında yapılan her türlü inşai faaliyetin suç oluşturacağı, bu bakımdan müdahalenin binanın içinde ya da dışında gerçekleştirilmesinin önem arz etmediği, tescile esas bilgi ve belgeler getirtilerek, izinsiz yapılan tadilatın yapının tescil edilmesine neden olan kriterlere uygun olup olmadığının, yapıya ait orjinal dokuya uyum sağlayıp sağlamadığının, tescilli kültür varlığında geri dönüşümü mümkün olmayacak derecede zarar meydana getirip getirmediğinin belirlenmesi gerektiği;
Bu kapsamda, öncelikle, bahse konu taşınmazın korunması gerekli kültür varlığı olarak tesciline ilişkin ilgili koruma kurulu kararı ile ilan tutanaklarının bir örneği dosyaya getirtilerek, 02/03/2012 tarihinde yapılan keşifte görevlendirilenlerin dışında, inşaat mühendisi, arkeolog ve fen bilirkişisinin katılımı ile mahallinde keşif icra edilip, suça konu uygulamalarla sınırlı olarak, yapıda kullanılan malzemelerin eskiliği, renkteki solmalar ve yıpranma durumu dikkate alınarak, yapılış tarihleri hususunda rapor alınıp, izinsiz olarak yapılan uygulamaların tescilli kültür varlığının bütünü ve dolayısıyla orjinal dokusu ile uyumlu olup olmadığının, niteliğinin ve yapıda geri dönüşümü mümkün olmayacak derecede zarar meydana getirip getirmediğinin belirlenmesi; taşınmazın bu nitelikte bir zarar gördüğünün belirlenmesi durumunda, sanığın, 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanun’un 65/1-1.cümlesi uyarınca cezalandırılması; bu nitelikte bir zararın mevcut olmadığının, ancak yapılan tadilatın ruhsata tabi inşai ve fiziki müdahale kapsamında bulunduğunun belirlenip, ayrıca taşınmazın olduğu yerde suç tarihi itibariyle İl Özel İdaresi veya Belediye Başkanlığı bünyesinde Koruma Uygulama ve Denetim Bürosu’nun bulunmadığının anlaşılması halinde, 6498 sayılı Kanun ile değişik 65/1-2.cümlesi uyarınca cezalandırılması; yapılan bu tadilatın ruhsata tabi olmayan, “basit onarım” niteliğinde olduğunun belirlenmesi veya ruhsata tabi inşai ve fiziki müdahale kapsamında olsa bile, taşınmazın olduğu yerde suç tarihi itibariyle Belediye Başkanlığı veya İl Özel İdaresi bünyesinde Koruma Uygulama ve Denetim Bürosu’nun bulunduğunun anlaşılması halinde 5498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanun’un 65/4. maddesi ile cezalandırılması; ayrıca bahse konu müdahalelerin sanık tarafından TCK’nın 25. maddesi kapsamında zorunluluk hali sınırları dahilinde işlenip işlenmediği hususu da değerlendirilerek, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeksizin; eksik araştırma ve hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8.maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince, beraate ilişkin hükmün isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 01/10/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.