YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/17380
KARAR NO : 2014/8366
KARAR TARİHİ : 07.04.2014
Tebliğname No : 12 – 2012/185560
Mahkemesi : Rize 2. Sulh Ceza Mahkemesi
Tarihi : 20/03/2012
Numarası : 2011/811-2012/346
Suç : Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması
Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, şikayetçiler vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Vekilleri tarafından Ankara 4. Sulh Ceza Mahkemesi aracılığıyla gönderilen 05.03.2012 hakim havale tarihli dilekçeyle katılma isteminde bulunmalarına rağmen, anılan dilekçenin hüküm verildikten sonra mahkemeye ulaşmasından dolayı katılma konusunda haklarında herhangi bir karar verilmeyen şikayetçilerin, CMK’nın 260. maddesi uyarınca katılma istemi hakkında karar verilmeyenler sıfatıyla hükmü temyiz haklarının bulunduğu anlaşılmakla, suçtan doğrudan zarar gördüğü anlaşılan ve hükmü temyiz etmek suretiyle katılma iradelerini ortaya koyan şikayetçilerin CMK’nın 237/2. maddesi gereğince davaya katılmalarına karar verilerek yapılan incelemede:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılanlar vekilinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine; ancak,
1- Dosya kapsamına göre; Danıştay 6. Dairesi Başkanı olan katılan Bekir ile aynı dairede üye olarak görev yapan katılan Levent’in, müzakere salonunda, yüksek yargı organlarını ilgilendiren bir kanun tasarısı hakkındaki açıklamalarını ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Adalet Komisyonu Başkanı ile ilgili hakarete varan sözlerini içeren gizlice kaydedilmiş konuşmalarının, www.d….com adlı internet sitesinde yayınlanmasını müteakip, sanık İnci’nin sahibi ve editörü olduğu www.h…com adlı internet sitesinde, “Yeni bir şok ses kaydı daha-İyimaya’ya büyük hakaret (ses kaydı)” başlığı altında, “Dailymotion’a yeni bir ses kaydı düştü. Yargı ile ilgili yasa tasarıları gündeme gelince kaplan rolünü üstlenen … Partisi milletvekili İ.G.nin ‘sokak sokak direniş’ emrini nereden aldığı ortaya çıktı. … Partisine yakın desteği artık sır olmaktan çıkan Danıştay üyeleri ve başkanları kimin arka bahçesi olduklarını itiraf ediyorlar. Onlara göre karşılarındaki herkes ağız dolusu hakarete müstehak değersiz yaratıklardan ibaret. Olayın kahramanları, … Partisi Mersin Milletvekili İ.G., Danıştay 6. Dairesi Başkanı B.A. ve aynı Daire Üyesi L.A. Bir süre önce, L.A. ile İ.G.nin Mersin İdare Mahkemesindeki bir dosyaya dair iş takibinin ses kaydı basına yansımıştı. D…’da yayına konulan yeni ses kaydının dökümü şöyle:” ibareleri ile birlikte ve “levent ve bekir el ele” ibareli video ile beraber www.a…com adlı internet sitesi kaynak gösterilerek yayınlandığı olayda,
Sanığa isnat edilen kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçu, TCK’nın dokuzuncu bölümündeki özel hayata ve hayatın gizli alanına karşı suçlardan olup, salt gazetecilik mesleğini icra etmek ya da haber içerikli bir internet sitesi kurmak, kişilerin özel hayatlarına koşulsuz ve sınırsız şekilde müdahalede bulunma hakkı vermez. Bilinmesinde kamu yararı olan bir bilgiye ulaşmak saikiyle hareket edilmesi ya da tesadüfen böyle bir bilginin öğrenilmiş olması halinde dahi bu sonuç değişmez. Aynı şekilde; Cumhurbaşkanı, Başbakan,
bakanlar, milletvekilleri, politikacılar, bürokratlar, diplomatlar, bilim adamları, sanatçılar, sporcular gibi içinde bulundukları konum, mesleki faaliyetleri veya görevleri nedeniyle kamuoyu tarafından tanınan kişilerin, özel hayatlarının dokunulmaz ve gizli alanlarının, toplumda yer alan diğer kişilere oranla, daha sınırlı olması, bu kişilerin özel hayatlarına, ağır, ölçüsüz ve haksız müdahalede bulunulabileceği anlamına gelmez. Aksinin kabulü, kişilerin özel hayatlarını, Anayasal ve yasal korumadan yoksun bırakır. Basın ve yayın organları; bilgi edinme, bilgiyi yayma, eleştirme, yorumlama ve eser yaratma haklarını kullanırken ve habere ulaşmada, kamu yararını gözetmek zorunda oldukları gibi, haber içeriğinin görünür gerçeğe uygun ve güncel olup olmadığını özenle irdelemek, haberin verilişinde tahkir edici bir dil kullanmayıp, ölçülülük ilkesine de uygun davranmak mecburiyetindedirler.
Bu açıklamalar ışığında incelenen dosyada, haber içeriğinin görünür gerçeğe uygun ve güncel olduğu kabul edilebilir ise de, yasa dışı faaliyetlerle kaydedildiği sabit olan konuşma içeriğini, hiçbir nesnel olguya dayanmaksızın, Danıştay Başkan ve üyelerinin tamamının belli bir siyasi partinin sempatizanı olduğu izlenimini doğuracak ve yayın esnasında ismi, soyismi ve görev yerleri de açıklanan katılanlar hakkında olumsuz bir algı oluşmasına neden olacak şekilde, abartılı, saldırgan, suçlayıcı, küçültücü bir üslupla toplumun bilgisine sunan sanığın, ölçülülük ilkesine uygun davranarak, haber verme hakkı sınırları içerisinde hareket ettiği ve hukuka uygun çerçevenin dışına çıkmadığı kabul edilemeyeceği gibi, konuşanların mesleği ve konuşmanın gerçekleştiği mekan dikkate alındığında, mesai arkadaşı olan iki kişinin dedikodu mahiyetindeki açıklamalarının ifşa edilmesinde kamu yararı da bulunmadığı gözetilmeden; ayrıca, katılanların bilgisi dışında kaydedilen konuşmalarının, sanık tarafından kaydedilmemiş ve daha önce farklı bir internet sitesinde yayınlanmış olmasının, sanığa, katılanların rızalarına aykırı şekilde yasal olmayan ses kaydını tekrar ifşa etme hakkı vermeyeceği ve alıntı yapan sanığın hukuki sorumluluğunun devam ettiği de nazara alınmadan, “Sanığın dinleme olayını gerçekleştiren kişilerle açıkça bağlantı kurduğuna ya da işbirliği yaptığına dair dosyada herhangi bir bilginin olmadığı, sadece h….Com adlı sitenin çalışanı olduğu ve yukarıda bahsedilen siteden almış olduğu kaydı ve haberi yayınladığı” şeklindeki yasal olmayan gerekçelere dayalı olarak, sanık hakkında TCK’nın 133/3. maddesindeki kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçundan mahkumiyet hükmü kurulması yerine, yazılı şekilde, beraat kararı verilmesi, kanuna aykırı,
2- Hükümden sonra 05.07.2012 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanunun 80. maddesi ile TCK’nın 133/3. maddesinde yapılan değişikliğe göre hapis cezasının üst sınırı itibariyle 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun 11. maddesi uyarınca davaya bakma görevinin Asliye Ceza Mahkemesine ait olması nedeniyle görevsizlik kararı verilmesinde zorunluluk bulunması,
3- Hükümden sonra 05.07.2012 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanunun Geçici 1. maddesinin, “31/12/2011 tarihine kadar, basın ve yayın yoluyla ya da sair düşünce ve kanaat açıklama yöntemleriyle işlenmiş olup; temel şekli itibarıyla adlî para cezasını ya da üst sınırı beş yıldan fazla olmayan hapis cezasını gerektiren bir suçtan dolayı; a) Soruşturma evresinde, 04/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 171 inci maddesindeki şartlar aranmaksızın kamu davasının açılmasının ertelenmesine, b) Kovuşturma evresinde, kovuşturmanın ertelenmesine, c) Kesinleşmiş olan mahkûmiyet hükmünün infazının ertelenmesine, karar verilir.” hükmüne göre, sanığın hukuki durumunun yeniden tayin ve takdirinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş olup, katılanlar vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 07.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.