Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2013/17374 E. 2014/20039 K. 16.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/17374
KARAR NO : 2014/20039
KARAR TARİHİ : 16.10.2014

Tebliğname no : 12 – 2012/185709
Mahkemesi : Bodrum 3. Asliye Ceza Mahkemesi
Karar tarihi : 27/03/2012
Numarası : 2010/230-2012/290
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık

2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Katılan vekilinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanığın, Muğla Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 15/08/2001 tarih ve 562 sayılı kararı ile tescilli 3. derece doğal sit alanı içerisindeki taşınmaz üzerine üç ayrı bina inşaatı yaptırdığı iddiasıyla dava açıldığı, mahkemece, suça konu binaları yaptırarak sit alanına inşai ve fiziki müdahale gerçekleştiren kişinin tanık G.. D.. olduğu gerekçesiyle sanığın beraatine, adı geçen tanık hakkında da Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunulmasına karar verildiği, bununla birlikte, Bodrum ilçesi, Yalı Belediyesi İmar İşleri Servisi teknik elemanlarınca düzenlenen ve Y.. Beldesi, K.. Mahallesi muhtarının da imzasını taşıyan 30/04/2009 tarihli yapı tatil zaptına göre, her üç binanın da üst tabliye betonunun döküldüğü, birinin kısmen, diğer ikisinin tamamen kaba sıvasının yapıldığı, üç binanın da kapı ve pencerelerinin takılmadığı, sözü edilen tespitin ardından binalar mühürlenerek inşai faaliyetin durdurulduğu, 17/12/2009 tarihinde kolluk kuvvetleri ve belediye görevlileri tarafından yerinde yapılan incelemede, 30/04/2009 tarihli yapı tatil zaptının düzenlenmesinden sonra da inşaata devam edilerek, her üç binanın sıvası ve badanası yapılıp, kapı ve pencerelerinin takıldığının belirlendiği;
Suça konu binaların bulunduğu taşınmazın hisseli maliki olan tanık G.. D..’in, sanığın taşınmaz ile bir ilgisi olmadığını, binaların kendisi tarafından 2004 yılı içerisinde yapılıp tamamlandığını, yapı tatil zaptının düzenlendiği tarihte sanığın misafir olarak yanında bulunduğunu ve başka bir muhatap bulamadıkları için belediye görevlilerinin zapta sanığın adını yazmış olduklarını beyan ettiği, kolluk kuvvetlerince düzenlenip, K.. Mahallesi muhtarı tarafından da imzalanan 23/01/2012 tarihli araştırma tutanağında, suça konu taşınmazı 2009 yılında sanığın yaptırdığının, anılan yerde sanığın annesinin kaldığının, kendisinin de taşınmazın zilyedi olarak yaz aylarında tatil amaçlı geldiğinin belirtildiği;
Her ne kadar tanık G.., suça konu üç adet binanın kendisi tarafından 2004 yılında yapılıp tamamlandığını beyan etmiş ise de, yapı tatil zaptının düzenlendiği 30/04/2009 tarihinde binaların inşaat halinde olduğunun belirlendiği, o tarihte mevcut eksiklikler mühürlemeye rağmen bilahare giderilerek binaların 17/12/2009 tarihli tutanakta belirtilen duruma getirildiği, dolayısıyla, tanık beyanı ile somut olayın birbiriyle örtüşmediği anlaşılmakla; sanık ile tanık G… D.. refakate alınmak suretiyle olay yerinde keşif yapılarak, 30/04/2009 tarihli yapı tatil zaptı ve 17/12/2009 tarihli tutanağa konu üç adet binanın konumunun, sit alanı sınırları içerisinde kalıp kalmadığının, tanığın beyanında sözünü ettiği binalar olup olmadığının ve ayrıca kullanılan malzemelerin cinsi, yıpranma durumu gibi teknik veriler dikkate alınmak suretiyle yapılış zamanlarının her türlü şüpheden uzak biçimde belirlenmesi, 30/04/2009 tarihli yapı tatil zaptı ile 23/01/2012 tarihli araştırma tutanağında imzası bulunan K… Mahallesi muhtarı E.. K..’nin tanık sıfatıyla dinlenerek, suça konu binaların kim tarafından ne zaman yaptırıldığına ilişkin bilgi ve görgüsünün tespiti ve böylece tanık Gülşen’in “yaptıran”, sanığın da “yapan” olarak atılı suçu işleyip işlemediklerinin belirlenmesi suretiyle, maddi gerçeğin tereddütsüz biçimde ortaya konulması gerektiği gözetilmeksizin eksik araştırmaya dayanılarak yazılı şekilde hüküm tesisi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 16/10/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.