Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2013/17242 E. 2014/9620 K. 18.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/17242
KARAR NO : 2014/9620
KARAR TARİHİ : 18.04.2014

Tebliğname no : 12 – 2013/238721
Mahkemesi : Manavgat 1. Asliye Ceza Mahkemesi
Tarihi : 05/03/2009
Numarası : 2008/838 – 2009/169
Suç : 2863 Sayılı Kanuna Aykırılık

2863 Sayılı Kanuna Aykırılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
08.10.2013 tarih ve 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 7. maddesine göre, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin tescil kararlarının, 7201 sayılı Tebligat Kanunu uyarınca maliklere tebliğ edileceği; sit alanlarının, tabiat varlıklarının ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin tescil kararlarının da Resmî Gazete’de yayımlanmakla birlikte, Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulacağı;
Belirtilen değişiklik öncesinde işlenen suçlar bakımından ise, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin olarak, taşınmaza ait tapu kaydının beyanlar hanesinde tescil şerhi bulunup bulunmadığına; sit alanları, tabiat varlıkları ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin olarak, tescil kararının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilip edilmediğine bakılması gerektiği;
Bu kapsamda somut olay değerlendirildiğinde; sanığın, Antalya Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun 29/11/2001 tarih ve 5222 sayılı kararına göre 1. derecede doğal sit alanı ve 3. derecede arkeolojik sit alanı içerisindeki taşınmaz üzerine izin almaksızın ahşaptan imal edilmiş 4 odalı yapı yaptırdığı, sit kararının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilip edilmediği araştırılmamış ise de, müdahalenin yapıldığı taşınmazın niteliğinin ve dolayısıyla fiilin hukuka aykırı zeminde gerçekleştirildiğinin sanık tarafından bilinmesi nedeniyle sözü edilen ilanın yapılmış olup olmamasının önem arz etmediği anlaşılmakla;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Hükümden sonra, 11.10.2013 günlü Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 6498 sayılı Kanun ile 2863 sayılı Kanun’da, 65/1 ve 65/4 maddelerinin uygulanmasına ilişkin olarak getirilen değişiklikler karşısında, sanığın hukuki durumunun yeniden tayin ve takdirinde zorunluluk bulunması, bozmayı gerektirmiş,
Kabule göre de;
1- 5237 sayılı TCK’nın 53/3 maddesi uyarınca sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksun bırakılmasına karar verilirken, hak yoksunluğu süresinin koşullu salıverilme tarihine kadar olması gerektiğinin gözetilmemesi,
2- Mahkemece hakkında katılma kararı verilen S.. M..’nün 2863 sayılı Kanuna aykırılıktan doğan davalara katılma ve tesis edilen hükmü temyiz etme hak ve yetkisi bulunmadığı gözetilmeksizin, kamu davasına katılan olarak kabulü ile lehine vekalet ücretine hükmedilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 18.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.