Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2013/17116 E. 2014/19803 K. 15.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/17116
KARAR NO : 2014/19803
KARAR TARİHİ : 15.10.2014

Tebliğname no : 12 – 2012/186691
Mahkemesi : İstanbul 10. Asliye Ceza Mahkemesi
Tarihi : 07/03/2012
Numarası : 2009/1175 – 2012/250
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık

2863 sayılı Kanun’a aykırılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin, yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu’nun 10/09/1982 gün 14051 sayılı kararı ile korunması gerekli kültür varlığı olarak tescil edilen, İstanbul ili, Eminönü ilçesi, İ… mahallesi, Mehmet Paşa mevki, .. ada.. parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan yapıya izinsiz olarak manzara katı eklenmek suretiyle müdahalede bulunulduğundan bahisle açılan kamu davası ile ilgili olarak, sanığın dosya kapsamında mevcut savunmalarında, 1988 yılından beri suça konu yapıya herhangi bir şey yapılmadığını beyan etmesine karşın, mahallinde yapılan keşif sonrasında, inşaat mühendisi, mimar ve sanat tarihçi bilirkişiler tarafından ortak olarak düzenlenen 12/12/2011 tarihli raporda, bahse konu yapının 40 m2 lik kısmının manzara terası olarak kullanılıp, bu mahallin yaklaşık 15 m2. lik bar olarak kullanılan bölümünün pvc camekanla çevrilerek üstünün ahşap lambri ve ahşap taşıyıcı dikmelerle kısmi kapalı alan tesis edildiği, deniz tarafında kalan yaklaşık 25 m2. Lik bölümün ise 1 m. yüksekliğinde parapet duvarı üzerine yapılmış korkulukla çevrilerek açık müşteri oturma mahalli yaratıldığı, çatı katındaki duvarların kısmen boya, kısmen dekoratif tuğla ile kaplandığı, zeminin seramik olduğu, bu mahalde kullanılan inşai malzemelerin nitelik ve işçilik bakımından incelendiğinde, ayrıca yıpranma durumu da dikkate alındığında, dava konusu çatı katının 2008 yılında yapılan tadilat neticesinde mevcut halini aldığına ilişkin ibare dikkate alındığında, sanığın üzerine atılı eylemi işlediğinin tüm dosya kapsamı ile sabit olduğu anlaşılmakla birlikte;
Üzerinde müdahale gerçekleştirilen taşınmazın 2863 sayılı Kanun’un 6. maddesi kapsamında tescilli kültür varlığı olması nedeniyle taşınmazda izinsiz ya da izin kapsamı dışında yapılan her türlü inşai faaliyetin suç oluşturacağı, bu bakımdan müdahalenin binanın içinde ya da dışında gerçekleştirilmesinin önem arz etmediği, bu sebeple tescile esas bilgi ve belgeler getirtilerek, izinsiz yapılan tadilatın yapının tescil edilmesine neden olan kriterlere uygun olup olmadığının, yapıya ait orjinal dokuya uyum sağlayıp sağlamadığının, tescilli kültür varlığında geri dönüşümü mümkün olmayacak derecede zarar meydana getirip getirmediğinin belirlenmesi gerektiği,
Bu kapsamda öncelikle, mahallinde görevlendirilen bilirkişi heyetinden, zararın niteliği konusunda ek rapor alınıp, suça konu taşınmaza sanık tarafından yapılan uygulamalarla ilgili olarak, taşınmazın bu nitelikte bir zarar gördüğünün belirlenmesi durumunda sanığın, 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanun’un 65/1-1.cümlesi uyarınca cezalandırılması; bu nitelikte bir zararın mevcut olmadığının, ancak yapılan tadilatın ruhsata tabi inşai ve fiziki müdahale kapsamında bulunduğunun belirlenip, ayrıca taşınmazın olduğu yerde suç tarihi itibariyle Büyükşehir Belediyesi veya İlçe Belediye Başkanlığı bünyesinde Koruma Uygulama ve Denetim Bürosu’nun bulunmadığının anlaşılması halinde 6498 sayılı Kanun ile değişik 65/1-2.cümlesi uyarınca cezalandırılması; yapılan bu tadilatın ruhsata tabi olmayan, “basit onarım” niteliğinde olduğunun belirlenmesi veya ruhsata tabi inşai ve fiziki müdahale kapsamında olsa bile, taşınmazın olduğu yerde suç tarihi itibariyle Büyükşehir Belediyesi veya İlçe Belediye Başkanlığı bünyesinde Koruma Uygulama ve Denetim Bürosunun bulunduğunun anlaşılması halinde 5498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 65/4. maddesi ile cezalandırılması gerektiği gözetilmeksizin, eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm tesisi,
Kabul ve uygulamaya göre de;
a-5237 sayılı TCK’nın 53/1-c maddesinde belirtilen güvenlik tedbirinin, aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca cezası ertelenen hükümlü hakkında sadece kendi alt soyu üzerindeki yetkileri bakımından uygulanamayacağı, alt soy haricindeki kişiler yününden ise, yoksunluğun, hapis cezasının infazına kadar devam edeceğinin gözetilmemesi,
b-1 yıl 8 aylık hapis cezası ertelenen sanık hakkında TCK’nın 51/3 maddesi gereğince belirlenen denetim süresinin, tayin edilen hapis cezası süresinden daha az olmayacağı hususunun dikkate alınmaması,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak, sanığın ceza miktarı itibariyle kazanılmış hakkı saklı tutularak BOZULMASINA, 15/10/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.