Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2013/16860 E. 2014/9596 K. 18.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/16860
KARAR NO : 2014/9596
KARAR TARİHİ : 18.04.2014

Tebliğname No : 12 – 2013/166503
Mahkemesi : Karayazı Sulh Ceza Mahkemesi
Karar Tarihi : 11/03/2013
Numarası : 2010/465 – 2013/37
Suç : Trafik güvenliğini tehlikeye sokma

Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, üst Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, üst Cumhuriyet savcısının yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sürücü belgesiz sanığın idaresindeki otomobille, gündüz vakti, köy içinde seyir halinde iken, aracının stop etmesi sonucu, etrafta bulunan ve yaşları 7-10 arasında değişen çocuklardan aracını itmeleri konusunda yardım istediği, sanık direksiyon başında bulunurken, çocukların aracı ittiği sırada aracın geri kaçması sonucu arkada bulunan 2003 doğumlu mağdura çarpması sonucu, mağdurun hayati tehlike geçirecek ve vücudunda ağır kemik kırığı oluşacak şekilde yaralandığı olayda; TCK’nın 89/5 maddesinde bilinçli taksirin varlığı halinde, TCK’nın 89/1. maddesi kapsamı dışındaki yaralanmaların takibinin şikayete bağlı olmadığı belirtilmiş ise de; somut olayda; gerçekleşen netice öngörülebilir ve fail tarafından öngörülmüş olmasına karşın, failin şansına veya başka etkenlere güvenerek hareketini sürdürdüğüne ilişkin herhangi bir bilgi ve belirleme bulunmadığı gibi sanığın salt ehliyetsiz araç kullanmasının bilinçli taksir kabul edilemeyeceği, sanığın eyleminin taksirle yaralama suçuna temas ettiği, mağdurun babasının soruşturma aşamasında şikayetçi olmadığını beyan etmesi üzerine, sanık hakkında taksirle yaralama suçundan kovuşturmaya yer olmadığına dair ek karar verilerek müştekiye tebliğine karar verildiği anlaşılmakla; sanığın trafik güvenliğini tehlikeye sokma kastı ile hareket ettiğine dair delil bulunmadığı, salt ehliyetsiz araç kullanmanın bu suçun oluşumuna vücut vermeyeceği gözetilmeksizin, sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
Kabule göre de;
TCK’nın ”Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma” başlıklı 179. maddesinin 2. fıkrasında kara, deniz, hava veya demiryolu ulaşım araçlarını kişilerin hayat, sağlık veya malvarlığı açısından tehlikeli olabilecek şekilde sevk ve idare etme halinin suç olarak düzenlendiği, maddede belirtilen suçun tehlike suçu olup, somut olayda ise mağdurun yaralanmış olması sebebiyle zarar suçunun oluştuğu dikkate alındığında; eylemin bilinçli taksirle gerçekleştiğinin kabulü halinde yaralanmanın niteliği ve iddianamedeki anlatım da gözetilerek, şikayet şartı aranmaksızın sanığın yalnızca taksirle yaralama suçundan cezalandırılmasına karar verilmesiyle yetinilmesi gerektiği halde, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan mahkumiyetine karar verilerek, ayrıca taksirle yaralama suçundan suç duyurusunda bulunulmasına karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, üst Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 18.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.